(Mevlana Hazretleri Gönül nerede hoşsa oraya
ait olduğumuzu anlatıyor)
280.
Gammaz (Gözlediğini başkalarına bildiren) kaş,
işaretler ederek o göze doğru eğilmeye başladı.
Aşk,
gönlü kendi yanına çağırdı da gönül, bütün halktan kaçmaya girişti.
Halk
sopaya benzer;
Görmeye
başlayan her kör, elindeki sopayı atar-gider.
Halk
süttür sanki
Yemek
yemeye başlayan çocuk, süte boş verir artık.
Can
doğan kuşudur (Leşe konmaz, kendi avlar taze olarak yer)
adeta;
Davulun
çalınışını duydu mu padişahın bulunduğu tarafa uçar.
Yeter
artık, sus;
Çünkü
söz perdesi, çevrene perde örmeye girişti.
Doğan
kuşu, kaz’a, ova pek güzel dedi;
Kaz
da gecen hoş olsun dedi, burası, daha hoş bana.
Başım
hoş başımı koyup yatayım;
Sen,
yol al, uçadur, senin başın hoş değil çünkü.
Durağım
karanlık olsa da güzelim Yusuf, orda oldukça hoştur.
Dost,
kuyu dibindeyse kuyu dibi hoştur, yücelerdeyse yüceler hoştur.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşk insan gönlünü
kendine çağırdığı vakit o kişinin bütün halktan soğuyarak kendi alanına
çekileceğini öğrendik.
2.
Halkın çıkarına
göre ihtiyaç duyduğuna, alacağı bir şey varsa alana kadar yakın durduğunu,
ihtiyacı-mecburiyeti kalmayınca o kişiyi terk edip gideceğini öğrendik.
3.
Halk uzun süre
yararlandığından bıkacağını, yeni karnını doyuracak arayışa geçeceğini
öğrendik.
4.
Kendi kazancıyla
karnını doyuran-ihtiyacını karşılayan kişinin yüce kişinin çağrısını duyarak
onun yanına doğru gittiğini öğrendik.
5.
Mana uygun
olmayanlar anlamasınlar diye sözle anlatımı örttüğünü, çevremizin de bize sözle
anlatımı istemedikleri için bize karşı perdeler oluşturacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tanrı
eri, dost nerde ise bulunduğu yere gitmemiz hoş bir davranış olacağını, hoş
karşılanacağımızı öğrendik, anladık.
*
RAVLİ