(Mevlana
Hazretleri düşünceyi anlatıyor)
240. ***Düşüncedir, düşünceye perde olan;
Bırak
düşünceyi, o, gizli değil ki.
A
sineklerin (Küçük mide bulandıran) vehmine (Yersiz korkuya, yanlış düşünceye) bile yakışmayan
şeker;
A
balarısından meydana gelmeyen bal.
Senin
Ay gibi yüzün meydandayken, bundan böyle gam yiyen (Üzüntü
duyan), gussaya (Kedere, kaygıya, tasaya)
dalan kişinin özrü (Bir kusurun, bir suçun elde olmadan
yapıldığını ileri sürme) makbul (Kabul edilen,
beğenilen, hoş karşılanan) olamaz.
Aşksız
gönüle sahip olan, padişah bile olsa atlas kefene bürünmüş, mezara gömülmüş
ölüden başka bir şey değildir.
Her
inkâr edenin (Kabul etmeyenin, tanımazlıktan gelenin)
düşünce parıltısı, kör değilse Tanrı azabını görür elbet.
İhtiyar
olsun, genç olsun, abıhayat (Ölümsüzlük suyundan)
içmiş kişiye ölüm kâr (Kazanç) etmez;
Kolay
değildir onun ölümü.
Ay
da Tanrı’ya perde olmak ister, gün de;
Fakat
aşk tanır, bilir ki o, huri değildir.
A
Şemseddin, Tebriz’in övüncüsün sen;
Fakat
sırlarını söylemeye izin yok.
Gönül
yuvasını gene güvercinler kapladı;
Eşelenmeye
başladılar;
Gönlü,
bakrabıku sesi (2,5-3 oktava çıkan ses-Güçlü ses)
duyuldu.
Sarhoşların
gürültüsü, gökyüzüne ulaşınca feleğin (Dünya işlerini yapan)
altın akbabası, uçmadan kaldı.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Düşüncenin
konuştuğumuz dille ve ait olduğumuz toplumla geliştiğini öğrendik.
2.
Toplum
gelişmedikçe düşüncenin gelişmeyeceğini öğrendik.
3.
Düşüncenin kendi
yasalarını kendi yarattığını ve taşıdığını öğrendik.
4.
Düşüncenin
oluşması ve gelişmesi için önce kavramların ne anlama geldiğini anlaşılması ve
başkalarınca anlaşılabilmesi ancak kavramlarla olduğunu öğrendik.
5.
Somut düşünceyle
(Tam anlamıyla tasarım) olanla, soyut düşünceyi birbirinden ayırmamız
gerektiğini öğrendik.
6.
Algılardan
genelleştirme yaparak kavramlara varıldığını öğrendik.
7.
Düşüncelerin doğayla
uygun olması ve gerçeği yansıtması gerektiğini öğrendik.
8.
Düşüncenin
anlaşılabilmesi yargılanmaması gerektiğini öğrendik.
9.
8 Maddede
anlatılan düşüncenin gizli olan ilahi düşünceye perdelik yaparak hakikati
görmeyi, anlamayı engellediğini öğrendik.
10.
Düşüncesi kişiye
üzüntü, keder, gam gibi sıkıntı veriyorsa bahane ettiği özürlerin geçerli
olmadığını, bu kişinin yanlış yolda ilerlemeye çalıştığını öğrendik.
11.
Gönlünde aşk
olmayanın ölüden bir farkı olmayan biri olacağını öğrendik.
12.
Aşkın önemini
anlamayan, görmeyen kişinin Tanrı azabını göreceğini öğrendik.
13.
Aşk yolundan
ölümsüzlüğe ulaşmış kişiye ölüm korkusunu duymayacağını öğrendik.
14.
Tanrı’ya gece Ay
perde, gündüz de uğraşılarda perde olduğunu fakat aşk hakikati bildiğinden
aldanmadığını öğrendik.
15.
Mevlana Hazretlerinin
Şems Hazretlerinin sırlarının hepsini söyleyemediğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşkın
çok güçlü sesi olduğunu, bunu ancak gönlü bilenlerin, aşkın önemini
kavrayanların, esas düşünceye ulaşabilenlerin duyabileceğini, Mevlevilikle ilerleyenlerin
yararlanabileceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ