8 Mart 2018 Perşembe

DİVAN-I KEBİR 5. CİLT 240 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri düşünceyi anlatıyor)

240. ***Düşüncedir, düşünceye perde olan;
Bırak düşünceyi, o, gizli değil ki.

A sineklerin (Küçük mide bulandıran) vehmine (Yersiz korkuya, yanlış düşünceye) bile yakışmayan şeker;
A balarısından meydana gelmeyen bal.

Senin Ay gibi yüzün meydandayken, bundan böyle gam yiyen (Üzüntü duyan), gussaya (Kedere, kaygıya, tasaya) dalan kişinin özrü (Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme) makbul (Kabul edilen, beğenilen, hoş karşılanan) olamaz.

Aşksız gönüle sahip olan, padişah bile olsa atlas kefene bürünmüş, mezara gömülmüş ölüden başka bir şey değildir.

Her inkâr edenin (Kabul etmeyenin, tanımazlıktan gelenin) düşünce parıltısı, kör değilse Tanrı azabını görür elbet.

İhtiyar olsun, genç olsun, abıhayat (Ölümsüzlük suyundan) içmiş kişiye ölüm kâr (Kazanç) etmez;
Kolay değildir onun ölümü.

Ay da Tanrı’ya perde olmak ister, gün de;
Fakat aşk tanır, bilir ki o, huri değildir.

A Şemseddin, Tebriz’in övüncüsün sen;
Fakat sırlarını söylemeye izin yok.

Gönül yuvasını gene güvercinler kapladı;
Eşelenmeye başladılar;
Gönlü, bakrabıku sesi (2,5-3 oktava çıkan ses-Güçlü ses) duyuldu.

Sarhoşların gürültüsü, gökyüzüne ulaşınca feleğin (Dünya işlerini yapan) altın akbabası, uçmadan kaldı.
                            ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                            ***
Neler öğrendik;
1.    Düşüncenin konuştuğumuz dille ve ait olduğumuz toplumla geliştiğini öğrendik.
2.    Toplum gelişmedikçe düşüncenin gelişmeyeceğini öğrendik.
3.    Düşüncenin kendi yasalarını kendi yarattığını ve taşıdığını öğrendik.
4.    Düşüncenin oluşması ve gelişmesi için önce kavramların ne anlama geldiğini anlaşılması ve başkalarınca anlaşılabilmesi ancak kavramlarla olduğunu öğrendik.
5.    Somut düşünceyle (Tam anlamıyla tasarım) olanla, soyut düşünceyi birbirinden ayırmamız gerektiğini öğrendik.
6.    Algılardan genelleştirme yaparak kavramlara varıldığını öğrendik.
7.    Düşüncelerin doğayla uygun olması ve gerçeği yansıtması gerektiğini öğrendik.
8.    Düşüncenin anlaşılabilmesi yargılanmaması gerektiğini öğrendik.
9.    8 Maddede anlatılan düşüncenin gizli olan ilahi düşünceye perdelik yaparak hakikati görmeyi, anlamayı engellediğini öğrendik.
10.                      Düşüncesi kişiye üzüntü, keder, gam gibi sıkıntı veriyorsa bahane ettiği özürlerin geçerli olmadığını, bu kişinin yanlış yolda ilerlemeye çalıştığını öğrendik.
11.                      Gönlünde aşk olmayanın ölüden bir farkı olmayan biri olacağını öğrendik.
12.                      Aşkın önemini anlamayan, görmeyen kişinin Tanrı azabını göreceğini öğrendik.
13.                      Aşk yolundan ölümsüzlüğe ulaşmış kişiye ölüm korkusunu duymayacağını öğrendik.
14.                      Tanrı’ya gece Ay perde, gündüz de uğraşılarda perde olduğunu fakat aşk hakikati bildiğinden aldanmadığını öğrendik.
15.                      Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerinin sırlarının hepsini söyleyemediğini öğrendik.
                     *
İşte böyle yaren;
Aşkın çok güçlü sesi olduğunu, bunu ancak gönlü bilenlerin, aşkın önemini kavrayanların, esas düşünceye ulaşabilenlerin duyabileceğini, Mevlevilikle ilerleyenlerin yararlanabileceğini öğrendik, anladık.
                   *

RAV

Popüler Yayınlar