14 Aralık 2017 Perşembe

MEVLANA VE SARHOŞA NASIL DAVRANILMALIDIR

                                                                                                                                                                                                                                                     Hoca Şemseddin-i Attar (Tanrı rahmet etsin), yakın müritlerden ve herkesin ihtiyacını yerine getiren Tanrı erlerinden olmuştu.

Ara sıra şarap içerdi.
Sarhoşluk halinde gayıptan haber verir ve kerametler gösterirdi.

Bir gün sarhoşluktan kendinden geçmiş bir halde kalkıp Mevlana’ya geldi.
Mum, dilber ve meze vs. istedi.

Mevlana, bunu ciddi bir telakki (Anlayış göstererek kabul etme) ederek buyurdu:

Onu bir hücreye kapattılar.
Önüne bir mum diktiler ve hanımını da bir dilber gibi yanına koyup çeşitli mezeler getirdiler.

Şemseddin-i Attar, sarhoşluktan ayıldıktan sonra kendisini medresenin bir hücresinde buldu ve hanımını da yanında görünce deli gibi “ Bu ne haldir “ dedi.

Kadın da durumu olduğu gibi anlattı.
Bunun üzerine o, feryat ederek kalktı, elbiselerini yırttı, başına topraklar saçıp kanlı gözyaşları akıttı.

Mevlana onu kucağına aldı.
İltifatlarda bulunarak kabahatini bağışladı.

O da, o anda Mevlana’nın ayaklarına kapanarak bu halden vazgeçip kati bir tövbe de bulundu.

Hayatta bulundukça da gündüz yemeğini yemedi.

                                         ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ Şark İslam Klasikleri 29
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Gayb (görünmeyen ama var ve etken olan âlem) âlemine bazılarının tam doğru yolu bulamadıklarından içki sarhoşluğuyla iletişim kurabildiklerini öğrendik.
2.    Sarhoşun zararsız isteklerinin mümkün olduğunca yapılması, diklenmeden, kavgaya sebep olmadan izin verilmesi gerektiğini öğrendik.
3.    Sarhoşluktan çıkan kişinin aklı başına geldikten sonra sarhoşlukla yaptıkları kendisine anlatılması gerektiğini öğrendik.
4.    Tanrı sevdiği kulunu böylece doğru yola kılavuzluk kişiye gönderdiğini, tövbe yoluyla iyilerin arasına aldığını öğrendik.

İşte böyle yaren,

Hoşgörü ile insan kazanılmasının örneğini gördük.
Şöyle de yapılabilirdi:

Sen kim oluyorsun ki tekkeye sarhoş olarak geldin?
Mevlana’yı pezo mu sandın terbiyesiz?
Bir güzel dayak attıktan sonra dışarı atabilirlerdi.

Ama sarhoşluğuna hoşgörü gösterilip aklı başına gelmesini, yaptığı yanlışlığı anlamasını, utanma duygusunun ve terbiye kurallarını ne kadar aştığının idrak edilmesinin sağlanması için sabırla ve zarar vermeyecek şekilde hizmet edilmeli, sabır gösterilmelidir.

Böylece insan kazanılmalıdır.
                             *
RAVLİ


Popüler Yayınlar