Dünyanın büyük hanımı,
zamanın Hatice’si, Hudavendiğarın zevcesi Kira Hatun (Tanrı
onun alnını açık etsin) anlatmıştır:
Bir kış gecesinde Mevlana
evin sofasında namaz kılıyordu.
Tam bir yücelikle Fatiha
suresini kelime-kelime öyle ağır okuyordu ki, başkaları bu müddet zarfında on
sure okuyabilirdi.
Ve namaz esnasında mübarek
gözlerinden yaş damlaları öyle akıyordu ki, damlaların sesi kulağıma geliyordu.
Ben de bu hali görünce feryat
ederek ayaklarına kapandım.
Çok ağladım ve kendisine:
“ Ey kulların şefaatçisi biz
çaresizlerin ümidi senin yardımına kalmıştır.
Sen böyle olursan, yazık
bizlere ve bizim sonumuza.
Bu kadar ağlamalar ve
sızlanmalar neye?” Dedim.
Mevlana: “ Bunlar o celal (Büyüklük, ululuk) sahibinin yüceliğine ve büyüklüğüne nispetle
(bağlılık ve ilgisine göre kıyas) büyük bir
kusur ve noksandır;
Fakat ben onun izzetinden: (Değer, kıymet, yücelik)
“ Ey mutlak Kerim! (Cömert, ulu, büyük)
Benim kudretim bu kadardır.
Beni mazur (özürlü) gör” diyerek özür diler ve ona yalvarırım.
Bizim Peygamberimizin ‘Allah,
senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar’ (Fetih
suresi, 2) ayetini işitmekle beraber cevabında:
“ Ben senin şükreden kulun
değil miyim?” demedi mi?
Şiir:
“Eğer biz kusur edici isek,
sen çok merhametlisin.
Senin vereceğin şeyi ummaktan
başka bir özrümüz yoktur.”
Birçok dostlar ve kimseler
bize bağlanıp itimat etmişlerdir.
Eğer bu ibadetlerden
vazgeçer, bir şey yapmazsak onlar ne yapar ve kimin kapısına giderler.
Şiir:
“ Peygamber ‘Kıyamet gününde
ben mücrimleri (suçluları) ağlar bir halde nasıl
bırakabilirim?
Ben, ağır işkencelerden
kurtarmak için asilerin bile candan şefaatçisi olurum’ “ Dedi.
İşte buna uyarak her şeyhin
çaresiz müritleri hakkında çare bulmak için bu şekilde çalışması lazımdır.
“ Peygamber ‘ Terakki (Yükselmiş, ilerlemiş) etmiş bir şeyh, kavmi arasında
Peygamber gibidir’” dedi.
Tanrı’nın kulları merhametli
ve mütehammildirler (Tahammül eden, dayanan, yük
altında bulunup ses çıkarmayanlar).
Onlar, işlerini düzenlemede
Tanrı huyuna maliktirler (sahiptir).”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Allah’a ulaşamayanlar, suçlular peygamberden yardım
isteyerek Allah’tan affedilmesi için aman beklerler.
2. Peygambere ulaşamayanlar Allah’tan af edilmesi için
velilerden aman beklerler.
3. Veliler Peygamberin vekili olduğunu öğrendik.
*
İşte böyle yaren,
Bilerek veya bilmeyerek suç
işlediysen bunun vicdan azabında kurtulmaya çalışırsın.
Vicdan sana “Sen bu suçu
işledin, cezanı göreceksin” diye seni rahat bırakmaz.
Tanrı hükmüne karşı çıktın,
Tanrı’dan af dileyecek bile yüz yok ise ne yapacaksın.
Tabii olarak peygamberden
yardım isteyeceksin.
Peygamberin sünnetlerini de
yapmadıysan ona da af dilemeye yüzün yok.
Çaresizlik içinde ağlamaya
başlarsın.
Tanrı yine kulunu kurtarmak
için velilerini devreye sokar.
Velilerin sevgi ve hürmeti
ile bağışlama imkânı verir.
İşte böyle yaren,
Allah’ın bir velisine gönlünü
bağla, sev, saygı duy, sözlerini kendine tekrar-tekrar söyleyerek gönül bağı
kur.
Ayağının tozu ol, eteğine
yapış.
Ruhaniyetiyle sana yardım
etsin ve veli nuruyla seni kuşatarak doğru yola kılavuzlasın.
Terbiye edildikten, beyin
kimyanı değiştirdikten sonra hazır hale gelirsin.
Veli seni doğru yola
soktuktan sonra seni peygamberimize takdim eder ve peygamber nuruyla
kuşatılırsın.
Doğru yolda iyice mesafe
alırsın.
Peygamberimiz de Tanrı’nın
seveceği bir hale getirerek Tanrı nuruna kavuşursun.
İşte böyle yaren,
Pişman olur da tövbe edersen
Tanrı bu eğitim ve hazırlık yolunu sana açar ve sevdiği dostları vasıtasıyla
seni temizlerler, güzelleştirirler ve Tanrı huzuruna alınmaya hazır hale
getirirler.
*
TARİKATÜ’L-ARİFİN RİSALESİ’NİN
TENKİTLİ METNİ
TARİKATÜ’L ARİFİN
SULTANNÜD-DİN
(KUDDİSE SIRRIHU’L-MEVLA)
(Afyon Karahisar Mevlevi
Şeyhi Mehmet Çelebi “Sultan Divani”)
BİSMİ’LLAHİ’R-RAHMANİ’R-RAHİM
Bu durağa getiren Allah’a
şükürler olsun.
Anlamayan başıma anlayış
bağışıyla bilgi ihsan eden Allah’a şükürler olsun.
Bendenize keşfetme yetkisi
veren, bu işe çağırana son söz budur.
Bu yol efendi insan olmak
isteyene ilahi düşünceye sahip olanlara yetiştirme, eriştirme, bitiştirme,
götürmek, taşımak için efendi Araplara ve Arap olmayanlara öneridir.
Asalet ve soyluluğa sahip
olmak isteyene aferin,
Gelelim bunun için ne
yapacaklarımıza:
Allah’ın sırlarına ait bilgi
isteyen kişilere güzel bir yol tarif ediyorum.
Bilgi isteyen; doğru bilgiler
toplamalı ve yanıltıcı, aldatıcı, çıkarı için yönlendirici yayınlara uyanık
olmalıdır ve kalben teslim olarak hazırlığını yapmalıdır.
Güven ve inanç tamamen
sağlanmalıdır.
Hazırlıkta kendi vücudunu
bilmek gerekir.
Bu işlemi yaparken dünya
topluluklarından ayrı, akıl ve menfaat bağlarından yörüngesinden ve ben
merkezli düşünce tuzağından kurtulmalısın.
Bu önerileri doğru ve geçerli
sayarsan amacına ulaşır, isteklerine kavuşursun.
Bu yola ruhum yardımcı olur
ve beğeneceğin değer vereceğin âşık yolunu, büyüklük yolunu gösterir.
Dünyaya kıymet vermeyenler o
köşke ulaşırlar.
Gönlü sır saklayıp daralan,
toplumun değerlendirmesinde, değersiz isimlendirilenler nimet yolundadır ve
isteklerine kavuşurlar.
Fakat ulaşmak için dünya
olanakları üstünden yani varlık yönünden gidenler uzun zaman sonra varırlar.
Dünya olanakları yolundan
gidenlerin son basamağı ariflerin ilk basamağıdır.
Manaları bize açıklayan
Monla-yı Cami buyuruyor ki.
Gizli âşık bu yoldan ve bu
topluluktan vazgeçme.
İnanarak ve üzülerek
sevgilinin bulunduğu yere git.
Az, eksik, fena renk isteme,
dileme.
Parlak renkli âşıkların
özelliği budur.
Çünkü özüm âşık topluluğunda
gizlidir.
Âşıklar; buluşma yolunu
uykuda ulaşmışlardır (Kabullenme hemen olur),
dünya hoşluklarından ve getirilerinden vazgeçmişlerdir, köpeksi davranışlarda
bulunmazlar.
Sonuç olarak gizlenen yere
ulaşmak isteyenlerin davranışları böyledir.
Allah yücedir ve tekdir.
Âşıktan istenen:
Doğruya ve gerçeğe ulaşma,
kavuşma yolunda yakınlık kurmasıdır.
Âşıklar topluluğu halka
zıttır.
Halk böcekler gibi davranışta
bulunur.
Âşıklar topluluğunun
davranışı olarak ibadete bağlanma ve ibadet yapmaktır.
Halkla beraber fakat halkın
tesirinden kurtulmuş olarak orta bir yoldadırlar, giysisi ile bellidirler.
Halk topluluğundan hiç
kimsenin Hakk’a ulaştırmaya, kavuşturmaya, yakınlaştırmaya gücü ve yetkisi
yoktur.
Halk topluluğunun beğenileni;
vücudu iyiliğe ve faydaya dayanan davranışlarda olmalıdır.
Normal halk dünya çöpçüsüdür,
temizlikçisidir, değerlendirmeden toplar.
Halk topluluğu âşıklara
çöplük mesafesindedir.
Derecesi arkada olan makam
sahibi şeyhler; Hakka gitmekte istekli olanı halktan ve pislikten çıkarıp,
temizleyip aşk sohbetine yakışan duruma getirir.
İnsan vücudunu ışık (nur)
almaya hazırlar.
Bu istekli olan arkada olan
şeyhe varıp kararlı ve istekli olduğunu beyan ettiğinde şeyh evvela Allah’ı
anmayı anlatarak daha istekli hale getirir.
Gönüldeki diken ve çöpleri
yakarak yok eder.
Tertemiz hazırlar.
Arkada olan şeyhin yetkisi
buraya kadardır, kabiliyeti hazırlamaktır.
Sırları vermeye yetkili
değildir.
Arkada olan şeyhe âşık
müracaat ederse âşık yol almak (uçarak) üzeredir.
Âşık ya yoluna devam eder ya
da Şeyh lütuf yoluyla bakarak parlatarak aslına döndürür.
Lütuf yolunu kullananlar
zamanlama hatasına düşmemelidir.
(İstekli
sersemleşir).(Zamana yayılmalıdır, acele
etmemelidir)
Lütuf yolundan gidenlerin
yolu budur.
Bu yoldan gidenler Allah’ın
cemalini tablo halinde yüzünü görür.
Ey bilgili ve uyanık olan
kişi benim ruhumla sevgi, saygı yoluyla birleş.
İsmi şerifi ezberle (ALLAH).
Sırları saklayıp ehli
olmayana anlatma.
Rahatlık hissetme.
Sorumluluk bağından kurtul.
Dinç ol.
Dünyaya ait hoşlandığın
sevgilerden arın.
Vücut kabın temiz olsun.
Helal elbiselerini giy.
Yalnız bir yerde temiz bir
abdest al.
İki rekât Allah rızası için
namaz kıl.
Büyük Allah’a yalvararak
içten ve derinden gittikçe yükselen bir tempo ile ismi şerifi (ALLAH) tekrarla.
(Üç kere uzun-uzun Allah
demelisin, sonra AL’ derken nefes al sonra Lah’ derken nefes vererek birbirine
çarptırarak coşku içinde söylemelisin)
Sevgi ve iyi düşüncelerle
kalbini Allah’ın huzuruna çıkmaya hazırla.
Mümkün olduğu kadar nefesini
tutup sık nefes alma.
Tarif olunan bu davranışı
sıkı sıkıya bağlan ve çalış.
Her nereye baksan Allah’la
bağlantı kur.
Savaşan gözle bu çalışmaya
devam et.
İçten ve samimi ve derinleşen
şekilde ismi şerife (ALLAH) hazır olmalısın.
Huzurdan sonra da zikre devam
ederek hayret makamına ulaşana kadar çalışmalısın.
Bu çalışma senin senliğini
alıp, kendi varlığını sana bağış yapana kadar devam etmelidir.
Gerçekte senin ismin lev-hi
mahfuzta yazılıdır, bir an önce ulaşıp, kavuşup, selamete ulaşana kadar
çalışman, çabalaman, gözünü bu hedeften kaydırmaman lazım.
Senden gayret Allah’tan
rahmet,
Bu gayrette olana yeteneğine
göre iç anlam yönünden akla yakınlaştırılıp besleyip büyütür, eğitirler.
Bu zamanda böyle göreve hazır
muhterem, sevgili, saygıdeğer ile görüşüp içtenlikle doğrulma ve yakınlaşma
isteyesin.
Sohbet isteyesin.
Böyle kişi zahmet çekmiş ve
güzel bir inanca sahip olmalıdır.
Böyle bir kişiye ulaşmış fakat
güvenin tamam olmamış ise geçmiş şeyhlerden yardım iste.
Örnek: Hazreti şeyh Muhyi’ d-din-i Ekber veya
Abdü’l-Kadiri’l Geylani veya
Abdu’llah-ı Bülyani veya
Beyazid-i Bestami veya
Cüneyd-i Bağdadi veya
Hasan Basri veya
Zü’n-nun-ı Mısri veya
Ömer İbni’l Fariz veya
Sadre’d-dinil-Konevi veya
Celaled’d-dini’l-Rumi veya
Hazret- Bahae’ddin-i
Nakşibendi
Gibi sultanların ruh-i
şeriflerinden doğrulma ve alışma istemek iyidir.
Böyle yaparsan isteğine çabuk
kavuşursun.
Bu yolda ihlâsla (Doğru ve temiz) çalışırsan, Ulu Allah isterse sonuca
ulaşırsın.
Geçimsiz bunları söyledi,
netice olarak Allah’a şükranlarımı bildiririm.
Tamam.
Sultan Divane
Mehmet Çelebi
*
RAVLİ