Müderrisin oğlu Çelebi
Şemseddin anlatmıştır.
Bir gün Mevlana’nın kızı
Melike Hatun (Tanrı ona rahmet etsin) kendi
cariyesini azarlamıştı.
Mevlana Hazretleri birdenbire
kapıdan içeri girdi ve “ Onu niçin dövüyor ve niçin incitiyorsun.
O hanım, sen de cariye
olsaydın ne yapardın?
İster misin ki, bütün dünyada
Tanrı’dan başka hiç kimsenin köle ve cariyesi yoktur diye bir fetva vereyim.
Hakikatte onların hepsi bizim
kardeşimiz ve hemşirelerimizdir.
Çünkü Tanrı (Tanrı sizi bir nefis gibi yarattı ve dünya’ya getirdi)
(Lokman suresi 28) buyurmuştur” diyerek kızına bağırdı.
Bunun üzerine kızı tövbe edip
o cariyeyi azat etti ve üzerinde ne varsa hepsini ona giydirdi.
Hayatta bulunduğu müddetçe de
köleleri ve cariyeleri incitmeyip Peygamberin sünnetine uydu.
Şiir:
“ Fenlerle dolu olan
Peygamberden utanıyorum.
O, giydiğinizden onlara (kölelere) de giydiriniz.” Dedi.
“(Yediğinizden
fakirlere de yediriniz) vasiyetini Peygamber çocuklarına etti”
“ Ben ipek ve atlas giydiğim
vakit, maiyetime de ipek ve atlas giydiririm, çul giydirmem”.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkasına
yapmamamız gerektiğini öğrendik.
2. Hata yaparsan hemen tövbe edip doğru olanı yapmamız
gerektiğini öğrendik.
3. Elde edilmiş imkânları paylaşmamız gerektiğini
öğrendik.
4. Yaratılmamızın ve dirilmemizin bir tek kişinin
yaratılması gibi aynı olduğunu öğrendik.
5. İyi davranışlar içinde kendimizi bütünüyle Allah’ın
önerilerini yapan kimse olursak en sağlam davranışı bulduğumuzu, bu
davranışların Tanrı tarafından değerlendirileceğini öğrendik.
İşte böyle yaren,
Tüm insanlar yaradılışımızda
ve dirilmemizde aynıyız.
Ancak hizmet olarak
birbirimize bağlanmışız.
Dervişler kendilerine hizmet
eden canlı, cansız her ne varsa saygılı davranırlar, konuşurlar, teşekkür
ederler.
Bardağı öper sonra suyu
içerler, içtikten sonra “Yarabbi şükür” diyerek bu nimeti yaratan ve nasip
edene memnuniyetini bildirirler.
Yastığını öper sonra başını
korlar.
Ayakkabılarını hizmet ettiği
için, ağırlığını taşıdığı için okşar ve severler.
Canlı cansız her şeyde bir
hizmet etme kimyası olduğundan nazik yaklaşımların orada bulunan nuru harekete
geçirir ve fayda sağlar.
Eğer kaba yaklaşırsan o
şeydeki nur sana hizmet etmemek için direnir.
Diğer bir anlatım ile de sana
nazik davranılmasını istiyorsan öyle davranmalısın.
*
RAVLİ