11 Aralık 2017 Pazartesi

MEVLANA VE HİZMET 1

Hoca Nefiseddin anlatmıştır ki:

Medresede büyük bir sema vardı. Birdenbire Mevlana hazretleri çabuk-çabuk benim tarafıma gelip sıkıca yakamı tuttu.

Ben bu heybet karşısında kendimden geçtim.
Ondan sonra “ Birisi senden Mevlana ferecesinin yenini niçin sıvıyor derse ne diyeceksin?”
(Mevlana elbisesinin kollarını omzuna doğru neden çekiyor ?)

Bende Hüdavendiğar ne buyurursa onu söylerim dedim.

Bunun üzerine o “ Bütün kâinat ulu ve büyük bir hanikah (dervişlerin evi, tekke) gibidir.
O hanikahta hakiki şeyh Tanrı Hazretleridir.

Bütün peygamberler, veliler ve ümmetin hasları (katışıksız inananlar) da orada misafir sofiler gibidir.

Yabancı bir sofi bu hanikaha (tekkeye) inip hizmetçinin kim olduğunu bilmeyince yenini sığamış   ( kolunu sıvamış) olan kimseye bakar, bundan hanikahın hizmetçisinin o kimse olduğu istidlal (Bir delile dayanarak bir şeyden bir netice çıkarma) eder ve tasavvuf erbabının sair erkân adabını (nasıl hareket edeceğini öğrenir) ondan alır (öğrenir).

Ondan sonra temiz sofiler, vefa yolu Salihleri
(Sözünde duran, sözünü yerine getiren, dostluğunu devam ettiren, doğru sözlü, dinin emrettiklerini yapan kişiler)

İle mahrem (samimi, içli-dışlı olan) ve hemdem (sıkı-fıkı arkadaş) olmağa, orada kalmağa ve doğruluk göstermeğe muktedir (mümkün) olur.

Yoksa hemen o anda onu hanikahtan (tekkeden) dışarı atarlar.

Şimdi bu dünya hanikahında, Âdemin yer değiştirmesinden (insanların devamlı dünyadan ahirete gitmesinden) ve o anın feyzinden (bolluk ve bereketinden) beri (temiz, kurtulmuş) Tanrının hizmetçisi biziz,

“ Hizmetçi Tanrı’nın sevgilisidir” sözü genel kaidedir.

Akıllıya bir işaret kâfidir.

Bu hizmet etmek nasibi Tanrı’nın elçisinden bize geçmiştir.

Nitekim Tanrı’nın elçisi (Tanrı’nın salât ve selamı üzerine olsun)
“ Bir kavmin seyidi (Efendisi) o kavmin hizmetçisidir” buyurmuştur.

Ne mübarek bir hizmet ki, hizmetçi, hizmetçilik bereket ve feyzinden (dolup taşan bolluk) bütün insanların en iyisi, en büyüğü ve bütün dünyanın hizmetçisi iken kendisine hizmet edilen bir kimse oldu.

                                     ***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI 489
                                      ***
Neler öğrendik:
1.    Büyük kâinata hizmet edenin Tanrı hazretleri olduğunu öğrendik.
2.    Şeyhin tekkenin hizmet edeninden birisi olduğunu öğrendik.
3.    Misafir olarak nereye gidilirse orada nasıl davranılacağını hizmet edenden öğrenileceğini öğrendik.
4.    Misafir olduğumuz yerde dinin emrettiğini doğrulukla ve sözünde duran bir şekilde davranırsak, bizimle dostluk ve arkadaşlık kurulacağını, orada kalacağımızı öğrendik.
5.    Eğer bu kurallara uymazsak dışarı atılacağımızı öğrendik.
6.    Tanrı’nın kâinata hizmet etmesini Peygamberimizin örnek aldığını öğrendik.
7.    Peygamberimizin Tanrı huyuyla huylanarak hizmet ettiğini öğrendik.
8.    Mevlana Hazretlerinin Peygamberimizin bu davranışını uygun olarak bize hizmet ettiğini öğrendik.
9.    Efendi biri olmak için hizmet etmek gerektiğini öğrendik.
10.                      Hizmet edersek Tanrı’nın sevdiği biri olacağını öğrendik.
11.                      Hizmet etmekle büyüklük kazanılacağını öğrendik.
                            *
İşte böyle yaren,
Allahın sana ayırdığı payı almak için hizmet eden olmalısın.
Hizmet ihtiyacı olana yapılır.
Hizmet eden beğenilir ve saygı görür.

Kendisine hizmet edilmesini bekleyen ruhsal hastalıklarla karma karışık biridir.
Tembellikten farklıdır.
Kendini büyük görmektedir ve kendisinden küçük veya aşağıda olanların kendisine hizmet etme mecburiyetinde sanır.

Oysaki yukarıda öğrendik, Tanrı hizmetin yukarıdan aşağıya olanını kendisi yapıyor ve böyle yapanlara sevgili gözüyle bakıyor.

Yaren kendi alanında hiç büyüklenmeden hizmet eden olmalısın.
Beni sevmiyorlar?
Beni takdir etmiyorlar?
Beni beğenmiyorlar?
Beni dışlıyorlar?
Gibi benzer şikâyetlerin varsa hemen kollarını sıva hizmete başla.

Hizmet edersen hizmet edilen olursun.
Hizmetin bereketi ve bolluğu geri dönüşünün çok olduğundandır.

Hizmeti takdir etmeyene, dinin kurallarına uymayana, doğru sözlü olmayana, sözünde durmayana, iyiliğin kıymetini bilmeyene hizmet edilmez.
Ayakkabısının ucunu ve yönünü dışarı doğru çevirir başından atarsın.

Hizmet büyüklüktür, iyidir, haslıktır ama aptalca davranış değildir.
Hizmet edeceğim diye yanlışlığı güçlendirme ve sağlamlaştırma.
                            *

RAVLİ                                  

Popüler Yayınlar