Bu kitabın yazarı toprağa
mensup olan bu kul (Ahmet Eflaki) der ki:
Mevlana kendi mübarek eliyle
bir kitabın sahifesine kırmızı mürekkeple (birkaç satır
yazmıştı):
Bir gece şeyh Selahaddin’in
peştamalı hamamda çözülüp düştü.
Bunun üzerine şeyh:
“ Ey kandil beni rüsva ettin
“ dedi.
Kandil tersine dönüp söndü.
Orada bulunanlar koşup şeyhin
yanına geldiler ve:
“ Biz hiçbir şey görmedik “
dediler.
Şeyh onların bu sözünden çok
memnun oldu.
Çünkü onlar görüneni
görülmemiş gibi bildirmişlerdi.
İşte Mesnevi’yi değiştirmek
“ Onlara: Yeryüzünde fesat
çıkarmayın, denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler.
Şunu iyi bilin ki, onlar bozguncuların ta
kendileridir, lakin anlamazlar”
(Bakara,
11-12) ayetini değiştirmek gibi uğursuzluktur.
Bu şuna benzer:
Pençelerini atıp vücudun
uzuvlarını ve karnını yırtıyor, tırnaklarıyla etlerini didikliyorlar.
Bu sarığı nereye koydularsa
orada kalmalıdır.
(Baş
tacı olan şeylerin yerini değiştirmemeğe kalkmamalıyız)
Onu koyan, onu Ay, Ayı Güneş,
Güneşi de Güneşten daha latif (yumuşak, hoş, güzel,
nazik) bir şey yapar.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1.
Mevlana
hazretlerinin dikkati çekmek ve önemini bir daha düşünmemiz, anlamamız ve
kavramamız için bu konuya çok dikkat etmemiz gerektiğini öğrendik.
2.
Dostun ayıbını
görsen bile görmemiş hükmünde davranmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Aklı az olan
ahmakların dostlarının ayıplarını yaydığını öğrendik.
4.
Aklı az kötü
huyluların iyi yapıyorum, iyilik yapıyorum diye aslında bozgunculuk
yaptıklarını öğrendik.
5.
Bozguncunun
bozgunculuk yaptığını kendisinin anlamadığını öğrendik.
6.
Bozgunculuk yapanın
aslında kendine büyük zarar verdiğini öğrendik.
7.
Sahibi neyi
nereye koyduysa bir hikmet üzere koyduğundan yerini ve durumunu değiştirmemek
gerektiğini öğrendik.
8.
Mesneviyi
değiştirmeye kalkmamamız gerektiği öğrendik.
9.
Mesnevi bizi
değersizken Ay yaptığını, ay isek güneş yapacağını, Güneş isek yumuşak, hoş,
güzel, nazik huylu biri yapacağını öğrendik.
Ay: Işığı kaynağından alarak
karanlıkta kalmışlara ışıkla tehlikeleri, tuzakları görsün diye yansıtarak aydınlatma
olarak anlatılmıştır.
Güneş: Cevheri kendi içinden
gelen parlak ışık olup hayatın devamı için gerekli ısı ve ışığı veren anlamında
kullanılmıştır.
Güneşin latifliği: Güzel
özellikler kazandırarak Tanrı’nın ve halkın beğenisini kazanmak anlamında
kullanılmıştır.
Yaren nur akışını kendini
araya sokup değiştirmemelisin.
Mevlana’nın sözünü
değiştirenler Tanrı’nın bozguncular defterine yazılır.
*
RAVLİ