Bir gün Mevlana Hazretleri
bir fetva yazmıştı.
Bu fetvayı Kadı İzzeddin-i
Sivasi’ye götürdüler.
Okuyunca kendi üstünlüğünden
ve gururundan ötürü bunu kabul etmedi.
Derhal Mevlana Hazretleri,
Kadı İzzeddin-i Sıvasi’nın karşısında tecessüm (cisimlenip
gözüktü) etti ve “ Fetva kâğıdını koyduğun o kitapta bu mesele
ihtilaflıdır (uymayış, anlaşmazlık)” dedi.
Kadı İzeddin bir nara atıp
kendinden geçti.
Kendine geldiği vakit o
meseleyi o kitapta buldu.
Samimiyetinden kul ve has
mürit (sevgiyle bağlandı) oldu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
1. Sahip olduğumuz bilginin doğru olduğunu kabul eder ve
ısrar edersek hakikati bilenlere karşı kendimizi kapatmış olacağımızı öğrendik.
2. Sahip olduğumuz bilgi bize başkasından üstün biri gibi
bir duygu veriyorsa daha bilgili olanlara karşı kendimizi kapatmış olacağımızı
öğrendik.
3. Bir bilgiye itiraz etmek için kuvvetli delile sahip
olmamız gerektiğini öğrendik.
4. Bizden de daha bilgili, daha aydın kimselerin olduğunu
öğrendik.
5. Bilgimizi iddia etmememiz ancak kabul görmesi için
sunuş yapmamız gerektiğini öğrendik.
6. Hazreti Mevlana’nın hem konuya hem de kişiye hâkim
olduğunu öğrendik.
*
Yaren;
Gurur: Boş şeylere güvenerek
aldanma.
Boş şeylerle böbürlenme.
Hak edilmeyen şekilde büyüksü davranmak.
Kendini hak edilmemiş şekilde yüksek ve
değerli tutma.
Kibir.
Kurum.
Kurulma.
Aldatma, kandırma, aldanma,
kapılma, dikkatsiz davranma, bilgisizlik anlamına gelir.
Kişinin, manevi ve ahlaki
bakımından değersiz sayılan şeylerin çekiciliğine kapılarak avunması demektir.
Kur’an da yirmi yedi yerde
geçen gurur kelimesi bunların çoğunda dünyaya kapılma, aldanma anlamı ağır
basar.
Günümüzde gurur onur kelimesi
anlamında kullanılmaktadır.
İşte böyle yaren kendi
yerimizi ve değerimizi kendimiz belirlemeye ve buna yönelik davranmaya
kalkarsak yanlışa düşeriz.
Bırak bizi Tanrı
değerlendirsin.
Biz alçak gönüllü olarak
yaşamalıyız.
Alçak gönüllü olana düşmanı
bile dokunmaz.
Toprak gibi olmalıyız.
Herkes üstümüzden geçip
gitsin, pisliğini bıraksın.
Biz o pisliği gübre yapıp
kimyasını değiştirip gıdaya çevirelim.
Tanrı eri üstüne gelen yükten
bağırmaz, itiraz etmez, kavgaya girişmez.
Üzerine pislik atılsa, pislik
atanla değil, kendi üzerindeki pisliği temizlemeye uğraşır.
*
RAVLİ