Ulu arkadaşlar anlatmıştır.
Bir gün Mevlana Hazretleri
ulu arkadaşlarla beraber Cuma mescidine gidiyorlardı.
Birdenbire birçok kişinin
kanına girmiş ve başını kesmiş bir cellâtla karşılaştılar.
Mevlana onu ziyaret edip
izazda bulundu (saygı gösterdi).
Dostlar “ Bu cellât nasıl bir
insandır ki, Mevlana gibi bir sultan onu ağırlıyor” diyerek şaşakaldılar.
Bir büyük, bu hali ondan
sordu.
Mevlana:
“ Gayret kubbeleri altında gizli kalmış
velilerden bir adam vardı.
Bu adam beden kafesinden ruh
kuşunu uçurtmak için ve şahadet derecesine ulaşmak isterdi.
Yüce Tanrı bir sebep yarattı,
bu adamı mahkûm ettiler.
Bu cellât onu beden
kafesinden kurtardı.
O Tanrı velisi velayetini
(veliliğini) bu cellâda verdi” dedi.
Dostlar bu hali cellâda anlatır
anlatmaz zavallı cellâda tam bir kahramanlık ve büyük bir doğrulukla tövbe ve
istiğfar edip talihli müritlerden oldu.
Şiir:
“ Ne kadar köpek postlu
insanlar vardır ki, onların adı yoktur.
Fakat onlarsız meclisin şarap
kadehi dönmez “
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Fenalık olarak görünen,
sonuçta iyilik hizmeti olan davranışlar olduğunu öğrendik.
Bilmeden yapılan bir iyilikle
mükâfat alabileceğimizi öğrendik.
Veli olup, kendisinin veli
olduğunu bilmeyen çok kişinin aramızda olduğunu öğrendik.
Kendini gizleyen birçok Tanrı
erinin aramızda olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
İçinde yaşadığımız toplumda
Tanrı’nın sevdiği, beğendiği kullar yaşamaktadır.
Onun için herkese kibar
yaklaşımla ve iyi niyetle bakmalıyız.
*
RAVLİ