Bir danişment (bilgili) son derece münkirdi (inkâr
eden).
Velilerin hallerinden inkârda
inat ediyordu.
Bir kurban bayramı arifesinde
birdenbire Mevlana’ya tesadüf etti.
Mevlana onun elini tutup
meydanın kapısından dışarı çıktı.
Onu hiç kimsenin bulunmadığı
bir halvete (odaya) götürdü ve “ Bak “ dedi.
Danişment bakınca kendini
Arafat dağında “ Lebbeyk-Lebbeyk “ (Buyurun-buyurun) diyen hacılar arasında
gördü.
Şaşkınlığından sersemleyip
bir nara attı ve kendinden geçti.
Mevlana Hazretleri onu
bırakıp gitti.
Zavallı danişment o yokluk
girdabından kendine geldiği zaman, Mevlana Hazretlerinin gitmiş olduğunu gördü.
Feryat ederek medreseye geldi
ve bu hali dostlara anlattı.
Tam bir samimiyet ve gerçek
bir iykanla (doğrulukla) candan itikat
edenlerden oldu.
Bu beklenilmeyen yardımdan ve
şahlara yakışır iltifatlardan dolayı şükürler edip şükraneler verdi.
Şiir:
“ Belki birdenbire Tanrı
tarafından bir inayet (Yardım) erişir.
Ben böyle beklenilmeyen
inayetlerin kölesiyim”
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik:
Tanrı isterse bazı kullarına
rahmetini zahmetsizce ulaştırdığını öğrendik.
Çalışır çabalarsın da ileri
gidemezsek ancak Tanrı önündeki engeli kaldırarak bize beklemediğimiz bir
iyilikle yolumuzu açacağımızı öğrendik.
İşte böyle yaren,
Bu işler nasip işi.
İstersin o kadar uğraşırsın
elde edemezsin.
Son noktaya geldiğin an
istediğinden de ala güzelliklere kavuşursun.
Tanrı’dan ümit kesilmez.
Ancak dünya imtihan yeridir.
Her an imtihan ediliriz.
*
RAVLİ