Bir gün Mevlana, Pervane’nin
meclisinde ileri gelenlerin ve uluların yanında ilahi bilgiler saçtığı sırada:
“ Tanrı, kendi eserine
bakanın nazarında mevcut,
Zatına bakanın nazarında
mefkuttur (Vakti zamanı belli olan)
Tanrı’dan başkasına kavuşmak
ona doğru gitmekle olur.
Hâlbuki Tanrı’ya ancak sabır
ile ulaşılabilir.
Tanrı güneşten daha
görünendir.
Kim gördükten sonra
anlatılmayı ararsa o kayıptadır.
Şiir:
Hakkın varlığına delil arayan
kimse kördür, zelildir (hor, hakir, alçak, aşağı
tutulan, aşağılanan) ve zarardadır.”
Bir maksudu (istenileni) olmayanın varlığı da yoktur.
Eğer varsa, onun varlığı
yalnız eza, cefa çekmeğe maruz (tesirinde)
kalmak içindir.
Zahit hizmet ve ibadet etmeği
sever;
Arif ise hizmet edileni sever.
Zahit yaralıdır,
Arif ise cerrahtır” buyurdu.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B.
YAYINLARI 489
***
Neler öğrendik;
1.
Tanrının
eserlerine sanatına bakan Tanrının mevcut olduğunu görür.
2.
Tanrının
kendisine bakan için belli bir zaman mevcut olduğunu görür.
3.
İstediğin bir
yere veya kişiye doğru giderek kavuşuruz.
4.
Tanrı’ya sabırla
kavuşuruz.
5.
Tanrı varlığını
kendin gözünle görmelisin, çünkü apaçık meydandadır.
6.
Tanrı varlığını sözlü
anlatımlarla anlamaya çalışırsan anlayamazsın.
7.
Tanrı varlığı
için delil aramaya uğraşma kendin gör.
8.
Tanrı varlığını
göremiyorsan kör hükmünde hor, hakir, alçak, aşağı tutulan, aşağılanan biri
olursun.
9.
Tanrı’yı görmek
için isteksiz isen varlığın değersizdir.
10.
Varlık yolundan
Tanrı’yı arıyorsan bu isteğin için çok eza cefa çekersin.
11.
Zahit Tanrı’ya
ibadet ettikçe mutlu olur.
12.
Arif ise Tanrı’ya
hizmet ettikçe mutlu olur.
13.
Zahit dertlenir,
derdi katlanır çaresizlik içinde kıvranır.
14.
Arif neşter ile
iltihaplı yeri keserek iltihabı akıtır.
İşte böyle yaren,
Görme: Göz ve ışık sayesinde
aklımızın değerlendirerek ona anlam kazandırmasıyla olur.
Şimdi Tanrı’yı nasıl
göreceğini öğrendin.
Şimdi bana hani nerde göster
diye sorduğunu duyuyorum.
Yaren görme aklında olur.
Göstermekle eşya görülür.
Tanrı bir eşya, bir şekil
değil ki sana bu diye göstereyim.
Kendin göreceksin.
Ve zihninle (Anlayışınla ve kavrayışla bilincinde) göreceksin.
*
RAVLİ