Hüdavediğar’ın halifesi,
hayırlı insanların sultanı, Hakkın ve dinin kılıcı olan Hüsameddin, (Tanrı ondan razı olsun) şöyle anlatmıştır ki:
Bir gün Mevlana
Hazretlerinden şöyle işittim, buyurdular ki:
Tanrı, Âdemi (Selam onun üzerine olsun) temiz olan cismini topraktan
yaratıp kutsal ruhu ona üfledi.
Sonra Cebrail-i Emin’e (Benim kudret denizimden üç tane büyük cevher al, nurdan yapılmış
bir tabak içersine koy ve onu Âdem-i Safi-nin (Saf, temiz) önüne götürüp
bunları ona göster.
O bu üç cevherden
birini seçsin.
Bunlardan biri AKIL, ikincisi İMAN,
üçüncüsü de UTANMA (Hayâ) cevheri idi.
Cebrail-i Emin tabağı Âdem (Mümin, Tanrı’nın nuru ile bakar) (Bakara, 26) ayetinde
buyrulduğu gibi feraset nazarı (Özü kavrayan bakış
) ile aklı seçti.
Cebrail, içinde İMAN ve
UTANMA cevheri bulunan tabağı kaldırıp tekrar kudret denizine götürmek istedi.
Fakat Cebrail bu kadar
kudretine rağmen tabağı yerinden kaldıramadı.
İMAN ve UTANMA cevheri ona “ Biz Tanrı’nın sevgilisi olan akıldan ayrılmayız, onsuz hiçbir
yere gidemeyiz ve bir yerde kara kılamayız.
Çünkü biz üçümüz
ezelden beri onun şeref madeni ve kudret denizinin cevherleriyiz” dediler.
Bunun üzerine Tanrı’dan
Cebrail’e şöyle bir hitap geldi:
“ Ey
Cebrail!
Onları da bırak gel”
Bunun üzerine AKIL cevheri
Âdem’in dimağında (beyin, şuur),
İMAN cevheri onun temiz ve
idrak ( Anlayış, akıl erdirme, ulaşma, erişme, olgunluk)
edici yüreğinde,
UTANMA cevheri de mübarek
yüzünde yer etti.
Bu üç temiz cevher Âdemoğullarına
kalmış mirastır.
İşte bunun için Âdem
neslinden olan bir insan, bu cevherlerle süslenmiş olmazsa, onda o NUR ve MANA
bulunmaz.
Akıllıya bir işaret
yeter.
***
ARİFLERİN MENKIBELERİ, Şark
İslam Klasikleri 29,
Ahmet Eflaki, M.E B. YAYINLARI
489
***
(Bakara, 26 ayeti: İman
etmişlere gelince, onlar böyle misallerin Rablerinden gelen hak ve gerçek
olduğunu bilirler.)
Bu bakış açısı ile anlamaya
feraset diyoruz.
Arif, Tanrı’nın ne
yapacağını, ne murat ettiğini düşünerek seçeneklere bakar ve tercih yapar.
*
Neler öğrendik:
1.
Akıl olmazsa iman
ve utanmanın olmayacağını öğrendik.
2.
Aklın Tanrıdan
bir armağan olduğunu öğrendik.
3.
Aklımızın
başımızda olduğunu öğrendik.
4.
İmanın
yüreğimizde olduğunu öğrendik.
5.
Utanmanın
yüzümüzde olduğunu öğrendik.
İşte böyle yaren,
Aklımız başımızda ise (Aklını hayallere ve nefse teslim etmediysen, bunalımlara
girip aklını başka yere kaçırmadıysan),
Yüreğinde de doğru yoldan
olgunlaşmaya doğru gidiyorsan,
Utanılacak işlere
yapmıyorsan,
Âdem babamızın mirasına sahip çıkmış ve insan
olmuşsun demektir.
*
RAVLİ