(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3400.
Âşık olmayan, ancak turşu (Bitkin, yorgun) olmaya
değer;
Helvanın
layığı (Yaraşan) şekerdir, sirkenin layığı kebre
(Kapari) otu.
Senden
ayrı oldum mu, a canım feda olasıca güzel, havanda tir-tir titrer dururum;
Senden
başka lütuf, kerem sahibi (Büyüklüğünün gereği iyilik
eden) bence düzencidir, hilebazdır (Maksadını
gizleyen, beklenti içinde olandır).
Mademki
kimseyle işin yok, fitne (Karışıklık, kargaşa)
çıkarma, gönlü alıp gitme;
Fakat
bir gönlü de aldın-gittin mi kapından sürüp geri döndürme.
Gözün,
yol kesti mi yolu kesilmişe yol gösterir, kılavuzluk eder;
Saçların,
baş çekti mi o Hintlinin işvesine aldırma (Hoş ve
aldatıcı tavırlarını önemseme).
Aşk,
bir gönül alıcıdır (Güzel-zevkli, kalıcı istekleri
toplayandır), dostların (Mevlevilerin) gelişmesi
aşkladır;
Canını
ağaç gibi yeşertir, çiçeklere bezer.
Aşk güzeldir, tazedir, onu isteyip dileyen, ondan da tazedir,
dünyanın şekliyse eskidir, dünya âşığı da eskiler alandır.
Aşk
alanlar, ırmaktan ırmağa O’nun (Şems Hazretlerinin)
ta denizine-dek giderler;
Eskiler
alanlarsa eski pabuç kimde var diye mahalle-mahalle dolaşır dururlar.
Zıhı
gevşetme (Belirlediğin amaçtan gevşeme, rahatlama,
sakinleşme, gerginliğini bozma);
Senin
dört kanatlı okunum ben;
Yüzünü
çevirme benden, bir gönüllüyüm, iki başlı (Başkasının
emriyle hareket eden) değilim ben.
Senden
keskin kılıcı vurmak, gönülden-candan da yüzlerce razılık;
Kaza-kader
gibi bir tek sözüm var, ne eğer diyorum, ne meğer.
Zülfikar’ı
(Kılıcı) çeksen de yürüsen üstüme, ayağımı
diremişim, duruyorum işte;
Ne
yel gibi kaçarım, ne kıvılcım gibi sönerim.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Her insan kendi
değerince birliktelikler oluşturduğunu, aşık kişinin tatlılıkla birleşen,
uyuşan bir özü olduğunu öğrendik.
2.
Şems Hazretlerini
çok sevenin yaşam yolunun değişeceğini, geçici dünya işlerinden soğuyup ebedi
yaşam sırlarına doğru yol alacağını öğrendik.
3.
Dünyayı seven
kişinin eski, bayat, çürümekte olanı sevdiğini, aşık kişinin ise Allah huyuyla
huylanıp tazeyi sevdiğini öğrendik.
4.
Aşk yolcusunun
gevşeklik göstermeden, bıkmadan usanmadan, yoldan ayrılmadan amacına ulaşmaya
çalışması gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerine tam güvendiğini, yaptıklarının doğru olduğunu
gördüğü ve tüm kalbiyle inandığını, korkmadığını, kendini teslim etmekten
tereddüdü olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ