(Mevlana
Hazretleri sonucu gören ağları anlatıyor)
2610.
Şu potanın (Maden eritilen kap) ateşi görünseydi
mal-mülk sahibi ağlardı gümüşün-altının haline.
Rüstem
(İranlı savaş kahramanı) bile savaşa ağlardı,
gücüne-kuvvetine ağlardı anlasaydı bu sitemi.
Şu
ecelin (Hayatın sonu, ölüm zamanı) kulağı
sağırdır, feryadı işitmez, duymaz;
Yoksa
ağlardı kan kesilen ciğerlere.
Şu
ölüm cellâdının (Azrail Aleyhisselamın) gönlü yoktur
(Emri kendine göre değiştirmeden uygular);
(Gönlü-kendi istek ve değerleri yönlendirmiş) Olsaydı
da tek taş olsaydı gene ağlardı.
Sağken görselerdi ölümü, el ayak, ağlardı birbirinin haline.
Kıvranıp
can çekişirken görseydi, ağlardı dişi keçi, erkek aslana.
Yeryüzü,
çocuğunu yiyen bir ana;
Öyle
olmasaydı ağlardı oğlunun ölümüne.
Ölüm
acısıyla tatlı canını nasıl veriyor;
Bir
görünseydi ağlardı şeker bile.
Kumru,
ardıç ağacının kökten söküleceğini bilseydi bırakırdı ötmeyi-dem çekmeyi de
ağlardı.
Tabutun
şu kefenden haberi olsaydı ağlardı götürülürken yollarda.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Dünya yaşamında her
şeyin; fena olarak gelecek sonucu önemsemediğini, görmezlikten geldiğini, hazırlık
yapmadan kaçınılmaz sonra karşılaştığını öğrendik.
2.
Dünya yaşamının
sonu ağlayış olduğunu bilenin, anlayanın, farkına varanın davranışının ağlamak
olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Dünya
yaşamında son mademki ağlayış o halde bu dünyaya aldanmamak, bağlanmamak,
sevgimizi ve dostluğumuzu dünya maddelerine vermemek gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ