(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
1630.
Aşk, esirgeyen bir şefaatçi gibi ikisini de görür-gözetir, korur.
Tanrım,
bu aşka şükürler olsun;
Sonsuz
lütufları (Önemsenen saygın birinden gelen yardım)
var bize.
Şükürde
kusurumuz olsa bile aşk, nankörlüğe (İyilikbilmezliğe) bile bakmaz, onu bile hoş görür.
Bu
aşk, ya Kevser’dir (Cennette akan kutsal ırmaktır),
ya abıhayat (Ölümsüzlük);
Ömre
sonsuzluk vermede, insanı ölümsüz etmede;
Mahrum
(Yoksun) kişiyle Tanrı arasındaki elçi gibi
birbirinden çok gelir-gider, çok haberler getirir aşk.
Yeter,
sus artık, ayet-ayet (Parça-parça) okuma bunu;
Zaten
ayeti (Surenin bir kısmını) de aşk tefsir eder (Yorumlar).
O
padişahlar padişahı, ne yaparsa iyi yapar;
Tıpkı
incir ağacı gibi, hani hep incir verir ya.
Nerde
hutbe okur (Dua edip öğüt vermesiyle), kız
isterse yüzlerce kişi nikâhını kıyar (Yasal
beraberliğine şahitlik eder), yüzlerce erkekle kızı sütle bal gibi
birbirine katar.
Soluğuyla
akar abıhayat kaynağı, ölü can bulur o telkin verince (Bir
düşünceyi, bir duyguyu aşılamayla ölü hayat bulur).
Kulu
yetiştirme, geliştirme türesine (Terbiyesi, eğitimi)
başladı mı can kuşları, kafesleriyle uçmaya başlar.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Aşkın çok etken
olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
kişiyi yetiştirmek, geliştirmek istediği zaman, kişiyi istediği yere getirmek
için;
Dostlarından
birine o kişiyi âşık ederek onun eğitimini ve terbiyesini aldırarak huzuruna
almaya hazırlattığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ