(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
1250.
Bir sevgilim var ki sevgisi canı-ciğeri yakıp kavuruyor;
Yürüyüp
gezmek dilerse gözlerimin üstünde yürüsün, gezsin.
Rızkım,
gıdam, onun olduğu gündür;
Günüm
de o gündür benim;
Hey
gidi hey, ne de hoştur o günün gıdası, ne de hoş.
Bizi
yok edip giderse ne olur yani?
And
olsun ki razıyız, Tanrı dilediğini yapar.
Dikeni,
güllere sermayedir, perdeleri açmada lütuflar, ihsanlar sahibidir o.
Ne
söylediysen, ne duyduysan hepsi kabuktur, aşkın içi, özü, açılacak bir sır
değildir.
Tecellilerle
(Görerek, tanıyarak öğrenip) yetişen özlü kişi
kabuğa, deriye kaani olur (Yeterli bulur) mu
hiç?
Ben
sustum, derdini söylemiyorum, fakat şarabı susmuyor;
Temkinsiz
(İşin sonunu düşünmeyen) dosttan sen koru bizi.
Seni
şehvet (Dünyalık istek) ateşinden çekip getirdim
de tekrar ateşe (Aşk ateşinin içine) attım, o
ateşin içine yaydım seni.
Söz
gibi gönlümden doğmuşsun, gene söz gibi yutuverdim seni.
Benimlesin
de benden haberin yok;
Gözünü
bağladım, büyücülük ettim sana.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin Özgür bir insan olduğunu istediğini istediği gibi yapacağını,
hesap sorulamayacağını öğrendik.
2.
Şems Hazretlerini
sevmenin nefes gibi, su gibi, yiyecek gibi daima ihtiyaç duyacağımız biri
olduğunu öğrendik.
3.
Aşkı duymanın
söylemenin dışta bir kabuk olduğunu, aşkın içinin sırlarla dolu olduğunu fakat
söylenmediğini öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin bizi aşırı isteklerimizi yakarak bizi temizleyip kurtarıp uygun hale getirdiğini fakat yeterli görmediğini olgunluğa ulaşmamız, katışıksız saf bir hale gelmemiz
için aşk ateşi içinde erimemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
*
İşte
böyle yaren;
Aslında
Şems Hazretleriyle, Mevlana Hazretleriyle ve dostlarıyla birlikte olduğumuzu
fakat göremediğimizi; uygunluktan olgunluğa
kadar yetişmemiz için kendilerini göstermemelerinin gerekli olduğunu öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ