(Mevlana
Hazretleri gizlenenlerin nasıl açığa çıktığını anlatıyor)
600.
Kızıl elmanın ekşi tadı oluşu, sevgiliye çalmada (Benzemede);
Çünkü
şunu bil ki güzellerin somurtması (Yüzünü buruşturması),
onları daha güzel bir hale getirmede, daha da bezemededir (Süslemektedir).
Ya
şeftali ağacının dalları ne diye kısadır, ne diye alçaktır?
Şeftali
toplayana şeftalilerini vermek için değil mi dedim.
Evet
dedi bu soruya, evet, fakat âşığın canı tırnağından çekilmeye başlar, ta ağzına
gelir de ondan sonra şeftali ağacı bir şeftali (İşin
sonunda) verir ona.
A
kavak dedim, şu uzayıp gitmen rezilliktir;
Ne
çiçeğin var, ne meyven.
Sus
dedi, aklını başına al, aklını başına devşir;
Çiçeğim,
meyvem olsaydı senin gibi kendimi görürdüm, benliğe
düşerdim, hâlbuki şimdi kendini görmeye boş vermişim, şimdi kendini
görenleri, benliğe düşenleri seyrediyorum ben.
Nar,
ayvaya şu betin benzin (Yüzün) ne diye sarı
deyip durmada;
O
da diyor ki:
İçinde
sakladığın inci taneleri sararttı-soldurdu beni.
Nar,
sırrımı nasıl bildin dedi;
Ayva
dedi ki:
Kabına
sığamıyorsun, gülüyorsun da nar tanelerini gösteriyorsun, ondan bildim.
Boyuna
sen gülüyorsun;
İster
gül, ister gülme;
Dünya,
cennettekilerin gönülleri gibi senin yüzünden neşeli, senin yüzünden gülüp
duruyor ya, ona bak sen.
Fakat
şimşek gibi gülüş, bulut gibi ağlayanın harcıdır (İşidir);
Bulut
ağlamasaydı şimşek çakmazdı ondan.
Toprağı,
kara, boz bulanık, fakat gönlü aydın gördüm;
Apaydın
su geldi de sınadı onu.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Sevgilinin normal
davranışının naz etmek, yüzünü beğenmemiş gibi ekşitmek olduğunu, bu davranışın
onu daha güzel hale getirdiğini öğrendik.
2.
Âşık olana
sevgilinin yanağını kolayca uzatmadığını öğrendik.
3.
Kendini görenin
başkalarının halleriyle ilgilenmeyenlerin, birikim yapmış olanların benliğe
düşeceğini, benliğin ruhsal bir hastalık olduğunu öğrendik.
4.
Sahip olduğumuz
güzellikleri paylaşmaz da saklarsak, bu güzelliklerin sararıp solacağını, sağlığımızı
bozacağını öğrendik.
5.
Biz ne kadar
saklarsak saklayalım gülmemizden, asık suratlı oluşumuzdan, somurtmamızdan,
sevinçli olmamızdan durumumuzu göstereceğimizi öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Gönlüne
bağlı olanların aydın, toprağa bağlı olanların açık-seçik görünmeyen, net
olmayan, niteliği tam anlaşılmayan olduğunu bu farklılığı ancak sınamakla
anlayabileceğimizi öğrendik, anladık.
*
RAVLİ