(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
430.
A Senâyî (Mevlana Hazretlerinin sevdiği Mutasavvıf şair),
yürü, Mustafa’nın ruhundan medet (Yardım) iste;
Mustafa
(Hz. Muhammed), ancak âlemlere rahmet olarak
gelmiştir.
Görünüşte
yabancı duran güzelim, gizlice sever beni;
Dili
acı sözler söylese de ağzında şeker vardır onun.
İçten
bildik, görünüşte yabancı;
Bu
çeşit sevgiyle dolu bir düşmanı dünyada görmedim gitti.
Aşkından
bahsedersem sevgili kızar;
Fakat
nâ-dân (Bilmeyen kişi) âşık olma, sakın (Fakat) yüz çevirme ondan sakın
Güzelin
acılığı, şarabın acılığına benzer, insanın tabiatıyla uyuşur, adamı
neşelendirir amma ağza acı gelir.
Karşısında
ölmek, şekerden de tatlıdır;
Ölen
bilir bu sözü;
Dirilere
sorma.
Ne
mutlu gündür o gün ki aşkın huzurunda bu gazeli okuyayım, yere kapanıp secde
edeyim de hemencecik can vereyim.
Aşk,
can kuşuna, kafese girmeyi ister misin diye sorar;
Kuş
da bırak kafesi, kır gitsin, ben yalnız seni isterim der.
Seni
övdüğüm vakit ağzıma gelen sözleri ölü bir müride okusam dirilir, kefenini atıp
kalkar.
Kaldı
ki benim müridim ölmez, çünkü abıhayat içmiştir;
Hem
de kimin elinden?
Lütuflar
sahibi Tanrı sakilerinin (İnsan ruhuna Allah’ı
sevdiren, Allah nuru saçan kişiler) elinden.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Peygamber
efendimizin âlemlere rahmet olarak geldiğini, ruhundan yardım istememiz
gerektiğini öğrendik.
2.
Allah dostunun gizlice
sevdiğini, acı sözler söylese bile insanın ağzında tatlılık bıraktığını
öğrendik.
3.
Allah dostunun sözlerinin
insana acı geldiğini, faydasını gördükçe yaşantımızın tatlılaşacağını öğrendik.
4.
Sevdiğimizin imkânlarını
değil bizzat kendisini sevmemiz ve istememiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerine sevgiyle bağlanıp dostluk kuranların ölmeyeceğini, ölümsüzlüğü
tanıyıp kazanacaklarını, çünkü onların Allah dostları ellerinden Tanrı şarabı içeceklerini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ