(Mevlana
Hazretleri aklı anlatıyor)
400.
Sevgili, âşıksan deli-divane ol deyip (Sıra dışı olmamı
söyleyip) duruyor;
Gerçekten
de delilerin içinde bir akıllının bulunması soğuk kaçıyor.
Bir
akıllı gelir de içimize katılmak isterse yol yok de, işim var;
Fakat
bir âşık geldi mi tut elinden, çek onu içeriye.
Ayıp
dediğin (Ahlak kurallarına aykırılık, utanma durumu
oluşturacak) şey nerden meydana gelir, neden ayıp görürsün bir şeyi?
Usanmış
(Aynı davranışın tekrar-tekrar yapılması dolayısıyla
hoşlanmazlığın oluşması), bezmiş (Tekrarlanması
yüzünden doygunluğun, yorgunluğun oluşması yüzünden istemez duruma gelmiş,
usanmış) akıldan, aklın başındadır da ondan;
Susuz,
hiç yağmur bulutunu ayıplar mı?
İnkârcı
(Yaptığını- söylediğini, tanık olduğunu saklayan,
gizleyen) akıl, hiçbir suretle izden, eserden geçemez;
İzsiz
(Gittiğin yolda belirti, nişan, alamet, emare bırakmadan),
esersiz (Emeklerinin sonucunu göstermeden) yürü,
izsiz esersiz git de izinin tozu belirmeyenden bir yana almayasın.
Bir
ham (Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş),
seni tutar da bakırcıya götürürse Yusuf ol (Ses çıkarma,
itiraz etme, kadere uy), satıl, zararı yok;
Bir
diken seni bilmezse bilme de (Değerini bilmeyenlerin
olduğu yerde değilsen), sen gül bahçesi (İyiliklerin
ve güzelliklerin topluca bir arada olduğu kişi) ol da ziyanı yok, varsın
bilmesin.
Sen
İsa ol (İyilik yap) da evin olmasın, olmaya gör
de.
Sen
göz ol da sana bir örtü kalmayacakmış kalmasın de.
A
ilkbahar, canımızsın bizim, yeniden can ver bize, tazele canımızı;
Bahçelere
çiçekleri aç, yazıyı (Ovayı, kırı, düz yeri),
tarlayı gençleştir.
Gül,
güzelliğiyle parıl-parıl parlamada, kuş da söz söylemeyi bellemiş;
Fakat
seher yeli (Canlandırıcı sabah rüzgârı) olmadıkça
bir hareket yok, haydi, seher yelini tazele.
Selvi,
süsene dilini aç, söz söyle deyip duruyor;
Sümbül
de laleye vefa göster (Sözünde, dostluğunda devamlı ol),
vefakârlığı (Sevgini ve dostluğunu) tazele
diyor.
Çınarlar
def çalmaya koyuldu, çamlar el çırpıyor;
Üveyik
kuşu “Kükü” (Nerde-nerde)
diye nara atmada, lütfunu (İyiliklerini),
ihsanını (Bağışlarını) yenile demede.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Âşık kişinin sıra
dışı işler yaptığını, aklını değil gönlünün veya canının dilediği işleri yapan
kişi olması gerektiğini öğrendik.
2.
Aklına tamamen
bağlı kalan kişilerin âşıklar topluluğunda yeri olmadığını öğrendik.
3.
Toplum kurallarının
baskısından bıkmış ve usanmış kişi olmak ve yeni arayışa girmek gerektiğini
öğrendik.
4.
Aşk yolunda sesiz
ve gizli bir yol izlemek gerektiğini öğrendik.
5.
Yaptığımız
iyiliğin halk tarafından onaylanmasının veya değerlendirilmesinin önemi
olmadığını, bizim iyilik ve güzellikleri üstümüzde toplamaya devam etmemiz
gerektiğini öğrendik.
6.
Allah doğaya her
yeni yılda nasıl ki canlılık tazelik verip süslüyorsa bizim de aşkımızın bu
etki içinde güzelleşmesini sağlamamız, gençleşmemiz gerektiğini öğrendik.
7.
Nasıl ki sabah
rüzgârı insanı canlandırıp dinçleştirdiği gibi aşkın da aynı tesiri yapacağını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kendisine
Allah’ı, Allah dostlarını sevgili olarak seçmiş kişinin sevinç içinde
sevgililerinden istek ve dileklerde bulunacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ