(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
380.
Tebrizli Şemseddin’in aşk Murtaza’sına (Allah’ın razı
olduğu seçilmiş kişiye) bak;
Onun
aşkına razı olanı seyret;
Huseyn
(Hz. Hüseyin, peygamberin çocuğu gibi kılıç
darbeleriyle öldürüldüğü) gibi kendi kanıma bulanmışım, zehirler
içmedeyse sanki Hasan’ım (Hz. Hasan, Peygamberin çocuğu
gibi zehirlenerek öldürülenim) ben.
Âşıklar,
ney gibi feryat etmede, aşksa sanki neyzen (Ney’e
üfleyen kişi) ;
Bakalım,
bu aşk, benim neyimle neler üfleyecek?
Ney
meydanda da neyzen gizli;
Lâ’l
dudaklarından neyim sarhoş oldu gitti.
Gâh
(Bazen) neyimi okşamada, gâh ısırmada;
Ah
şu güzel sesli, ney kıran neyzenden, ah!
Mum
da yüzü, güzel de yüzü;
Şarap
da lâ’l dudakları (Kırmızı taş gibi) meze de;
A
lâ’l dudaklarıyla Hasan’ı da sarhoş eden güzel, Hasan’ın babasını da.
Öylesine
güzellik bu ki kokusundan sarhoş oldu Hasan’ın babası;
Hasan’sa
kokudan da geçti, ağzında şekerler var onun.
Gökyüzü,
bir hırka ki semaa (Sema ayinine) girmiş,
oynuyor, fakat sufi (Kendini Tanrı’ya adamışlar)
görünmüyor;
A
Müslümanlar, bedensiz hırkanın oynadığını kim görmüş?
*** Hırka bedende oynar, beden canla;
Canın
boynuna da sevgilinin aşkı bir iple bağlanmış.
A
Mahmur (Sarhoşluğun sebep olduğu sersemlikte olan)
gönül, şarabın pek tutmadı beni diyorsun, hiç onun keskin şarabını birisi içer
de sonra kendinde kalır mı?
Yüzü,
Kâbe’den meyhaneye (Mevlevi Tekkesine) git diye
fetva (Dini kurallara uygun diye buyruk)
veriyor, saçları, işte buracıkta ip cambazlığına (Dengeye
dayanan, tehlikeli, heyecan verici gösterilere) girişmişiz diye davaya
kalkışmada.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin kendisinin Şems Hazretlerinin aşkına razı olarak kanlara
bulandığını, kendi kendini zehirlediğini, başka bir insanın yönlendirmediğini
öğrendik.
2.
Âşık olunan
kişinin kendisine aşık olanın daima yanında ve yakınında olacağını öğrendik.
3.
Peygamber
efendimizin bile Şems Hazretlerinin güzelliğinden ve kokusundan etkilenerek
sarhoş olduğunu Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
4.
Görünür oynayan,
hareket edenin, görünmeyen bir oynatıcısı olduğunu öğrendik.
5.
Tanrı şarabını
içen birisinin ayık kalmasının mümkün olmadığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
hazretlerinin önce tekkeye gidip dengeyi, tehlikeleri görmeyi ve tedbir almayı,
heyecan verici işlerin çekiciliğini yaşadıktan ve ustalaştıktan sonra yüzümüzü
dinin emrettiği Kâbe’ye dönmemiz böyle yapmazsak taklitçilikte kalacağımızı öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ