(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)
340.
Şu iki göçüşte de ilk önce bir zevk var;
Fakat
sınanınca aradaki fark, sonunda meydana çıkar.
Bir
hoşluk, bir güzellik, elinden çıkıp gitti mi gam çekme (Üzülme), kederlenme, iyi bil ki bir başka şekle bürünür de gene
sana gelir o.
Çocuk
dadıdan-tayadan, sütten hoşlanmaz mıydı?
Sütten
kesilince o zevki şaraptan alır, baldan alır.
Bu
zevk (Hoşa giden veya çekici bir şeyin elde
edilmesinden, düşünülmesinden doğan hoş duygu, haz),
neliksiz-niteliksiz;
Fakat
şekillere bürünür de belirir, şu balçık âleminde (Dünya
yaşamında) kaptan kaba boşalır durur.
Güzelliğini,
ansızın yağmurda belirtir, yel, onu gül bahçesine sürer, derken yerden
çayırlar, çimenler, çiçekler biter, baş gösterir.
O
zevk, gâh (Bazen) suyoluyla gelir, gâh ekmek, et
yoluyla;
Gâh
güzel yüzlüden belirir, gâh at-eğer yüzünden.
Bütün
bu perdelerin ardından ansızın bir gün çıkagelir de bütün putları (Sessiz, anlamsız kımıldamayan her ne varsa) kırar (Yok eder);
O
zaman ne bu kalır ne o.
Uykudayken
can, bedenden çıkıp gider, hayal âlemine dalar, beden hareketsiz kalakalır ya,
artık başka şekle bakma sen.
Dersin
ki rüyada kendimi gördüm, sanki bir selviymişim, yüzüm bir lalelik adeta,
bedenimse gül, yasemin.
Fakat
o selvi hayali geçer-gider, can, evine döner-gelir;
İşte
bunda, bilenlere bir ibret vardır.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Bir hoşluk bir
güzellik elimizden çıkıp gittiği zaman üzülmememiz gerektiğini, kaybettiğimiz
hoşluk ve güzelliği başka bir şekle bürünerek tekrar elde edeceğimizi öğrendik.
2.
İnsanın uyanıkken
alıştığı zevki kaybettiği zaman başka bir zevkin şekil değiştirerek tekrar
kişiye geleceğini öğrendik.
3.
İnsanın uykudayken canının hayal âlemine
gittiğini, can hayal eleminden dönünce geçip giden bir görmeler olduğunu
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Canımız
derin uykuya dalınca elde edişin olmadığını hayalle kandırılıp oyalandığını,
Canımız
uyanıkken Allah dostlarından birini düşündüğümüz zaman o büyüğün geleceğini;
sessiz, hareketsiz, anlamsız her ne varsa yok edip hakikatin kalıcı hoşluk ve
güzelliğini kalıcı olarak aşkın içinden
vereceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ