(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
270.
Sustuğum zaman, senin (Şems Hazretleri) gül
bahçenden reyhanlar devşiririm;
Ağlamaya
başlayınca da âlem reyhanımın kokusuyla dolar.
Sana
karşı kim oluyorum ben?
Adını
taktığın biri;
Fakat
sen neyimsin benim?
Sultanım,
padişahım.
Saçların
yüzünü örtünce yolumu yitiririm;
Saçların
küfrüm benim, yüzün imanım.
A
canıma feryadımdan da yakın olan, ya feryadım senden geliyor yahut sensin
feryadım.
Benim
Ay yüzlülerin padişahı sevgilim, hastalarının yanına geldi de dedi ki.
“ A sapsarı yüzler, a benim safran bahçem,
Safran bahçemi sulayacağım, safranı, abıhayatımla gül haline
getireceğim.
Sarı da hükmümüzde, fermanımıza uyar, kızıl da;
Gül de buyruğumuz altındadır, diken de;
Bizim yanımızdan, bizim fermanımızdan başka bir şeye uymaz”
Dünyanın
güzel yüzlüleri, bizden güzellik çaldı;
Hepsi
de zerre-zerre bizim güzelliğimizi, bizim ihsanımızı (Bağışlarımızı)
gördü.
O
Ay yüzlüler, sonucu sararır solarlar, yüzleri gazel olmuş (Sonbaharda kurumuş olan) yaprağa döner;
Hırsızların,
bizim tapımızda (Olduğumuz yerde) halleri budur.
Gündüz
oldu a topraktakiler, çaldıklarınızı geri verin;
Toprak
nerde, mala-mülke sahip oluş nerde, güzellik nerde a benim canım.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerini bir gönül sultanı, bir can padişahı olarak
gördüğünü öğrendik, anladık.
2.
Doğanın Allah
dostlarının buyruğu altında olduğunu öğrendik.
3.
Malın mülkün bir
oyalanma aracı olduğunu, sahip olunan güzelliğin mal gibi elde tutulamayacağını
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mal
mülk sahibi olanların ölünce sahipliğinin biteceğini, ölünce kuruyup çürüyeceklerini,
vücudu güzelim diye gezenlerin ölünce
güzelliklerinden bir eser kalmayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ