(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
240.
A yoksul gönlüm benim, adam olmayanla eş-dost olmaktan ürkme;
Çünkü
ehil (Usta) olmayanlar, çaresiz kötülüklerde
bulunacaklar;
Bu
böyle gelmiş, böyle gider.
Edepsizlerle
kötü inançlılar da su içerler, ekmek yerler;
Bunu
görürüm de arlanırım (Utanırım);
Bu
ar (Utanma duygusu), ekmek bile yedirmez bana.
Fakat sabret hele, o Ay yüzlüden (Şems
Hazretlerinden) bir müjde gelsin;
Sabret
hele, inciler (Şekli değişmeyen mücevher değerinde
sözlerimin topluluğu) yağdıran bulutum, bir yüz (Kendini) göstersin.
Sabır
(Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden
beklemek) dediğim de şudur a gönül:
O
arılık-duruluk (Saf, tertemiz) denizini övüşten
kalma, yüz çevirme, evet, sözümü dinle benim.
Tutalım,
anlamların inceliği yüzünden dünyada anlayış kalmamış;
İnciler
(Şekli ve geçerliliği değişmeyen değerler) saçan
can ve gönül denizimin kokusu gider mi hiç?
Başkaları
ondan bir koku alamasa bile efendiler efendisi padişahımın, padişahlar padişahı
Şemseddin’imin bir koku almaması mümkün mü?
Kıyamete
dek işim gücüm ona tapı kılmak.
Can
şarabından laleliklerle, gülfidanlarıyla bezenmiş Tebriz bitip duruyor da
yanağıma vuruyor, yüzümde cilveleniyor.
A
nazlı-nazenin havam, a kimseyi incitmeyen padişahım, a efendim, bütün bu
gayret, senin sırrının gayreti.
Ben,
senin sır saklamanda bir kıyaslamaya giriştim, fakat kıskançlığını bir türlü
ölçmedi pergelim.
A
efendim Şemseddin, bunca örtünün ardından senin uyanıklığın, bilirim ki benim
şu ağlayıp yalvarışımı duyar.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Kötülük
yapanların yeteneksizliğinden dolayı kötülük yapmaya mecbur olduklarını,
bunlarla dost olmaktan çekinmemek, korkup uzaklaşmamak gerektiğini öğrendik.
2.
İyi ahlak,
incelik, terbiye, olmayanları, toplum töresine uygun davranmayanları, dini
inancı olmayanları gördükçe onları eğitemediğimizden dolayı utanmamız
gerektiğini öğrendik.
3.
Canımızı sıkan
kişi ve olayların tatsızlığından sabretmemiz, sabırla Allah dostundan müjdeli
haber veya bize yüzünü göstermesini istememiz gerektiğini öğrendik.
4.
Anlamlar ince
olduğundan her gözün bu anlam yüklü sözleri anlamadığını, hakikati
göremediğini, doğrunun-iyinin kokusunu aldığı halde hareketsiz kalanların
anlayışsız yaşamaya kendilerini mahkûm ettiğini öğrendik.
5.
Kim kimi severse
sevilenin bundan haberi olacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşk
ile ağlayış içinde olanı; sevilen anlayışı ile haberli olacağını, sevilenin
kıskançlığın ve sevginin gücünün ölçüsü anlaşılana kadar da ses
çıkarılmayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ