7 Haziran 2017 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 4. CİLT 240 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
                              
240. A yoksul gönlüm benim, adam olmayanla eş-dost olmaktan ürkme;
Çünkü ehil (Usta) olmayanlar, çaresiz kötülüklerde bulunacaklar;
Bu böyle gelmiş, böyle gider.

Edepsizlerle kötü inançlılar da su içerler, ekmek yerler;
Bunu görürüm de arlanırım (Utanırım);
Bu ar (Utanma duygusu), ekmek bile yedirmez bana.

Fakat sabret hele, o Ay yüzlüden (Şems Hazretlerinden) bir müjde gelsin;
Sabret hele, inciler (Şekli değişmeyen mücevher değerinde sözlerimin topluluğu) yağdıran bulutum, bir yüz (Kendini) göstersin.

Sabır (Olacak veya gelecek bir şeyi telaş göstermeden beklemek) dediğim de şudur a gönül:
O arılık-duruluk (Saf, tertemiz) denizini övüşten kalma, yüz çevirme, evet, sözümü dinle benim.

Tutalım, anlamların inceliği yüzünden dünyada anlayış kalmamış;
İnciler (Şekli ve geçerliliği değişmeyen değerler) saçan can ve gönül denizimin kokusu gider mi hiç?

Başkaları ondan bir koku alamasa bile efendiler efendisi padişahımın, padişahlar padişahı Şemseddin’imin bir koku almaması mümkün mü?
Kıyamete dek işim gücüm ona tapı kılmak.

Can şarabından laleliklerle, gülfidanlarıyla bezenmiş Tebriz bitip duruyor da yanağıma vuruyor, yüzümde cilveleniyor.

A nazlı-nazenin havam, a kimseyi incitmeyen padişahım, a efendim, bütün bu gayret, senin sırrının gayreti.

Ben, senin sır saklamanda bir kıyaslamaya giriştim, fakat kıskançlığını bir türlü ölçmedi pergelim.

A efendim Şemseddin, bunca örtünün ardından senin uyanıklığın, bilirim ki benim şu ağlayıp yalvarışımı duyar.
                             ***           
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                             ***
Neler öğrendik;
1.    Kötülük yapanların yeteneksizliğinden dolayı kötülük yapmaya mecbur olduklarını, bunlarla dost olmaktan çekinmemek, korkup uzaklaşmamak gerektiğini öğrendik.
2.    İyi ahlak, incelik, terbiye, olmayanları, toplum töresine uygun davranmayanları, dini inancı olmayanları gördükçe onları eğitemediğimizden dolayı utanmamız gerektiğini öğrendik.
3.    Canımızı sıkan kişi ve olayların tatsızlığından sabretmemiz, sabırla Allah dostundan müjdeli haber veya bize yüzünü göstermesini istememiz gerektiğini öğrendik.
4.    Anlamlar ince olduğundan her gözün bu anlam yüklü sözleri anlamadığını, hakikati göremediğini, doğrunun-iyinin kokusunu aldığı halde hareketsiz kalanların anlayışsız yaşamaya kendilerini mahkûm ettiğini öğrendik.
5.    Kim kimi severse sevilenin bundan haberi olacağını öğrendik.
                               * 
İşte böyle yaren;
Aşk ile ağlayış içinde olanı; sevilen anlayışı ile haberli olacağını, sevilenin kıskançlığın ve sevginin gücünün ölçüsü anlaşılana kadar da ses çıkarılmayacağını öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar