(Mevlana
Hazretleri kendini anlatıyor)
130.
Ben yarım söyledim, sözün gerisi de bu söylediklerimden anlaşılır artık;
Yahut
da gizlilik günü için yarısını da gizleyeyim.
O
Ay parçası güzel, güzellikle tutar da kabul etmiyoruz diye bir laf ederse
dinlemeyiz;
Çünkü
bu mektepte her hocanın şanı-şöhreti yoktur (Allah’ın
kubbeleri altındaki kişilerdir ve gizlenmişlerdir).
Sen
Yusuf gibi töhmet (İşlendiği sanılan fakat henüz
aydınlanmamış olan suçlama) altına gir de zindana atılmaya bak;
Çünkü
adı-sanı kötüye çıkandan, zulmedenden başkası zindana giremez.
Akıllının
yeri, topluluğun oturduğu yerde başköşe, delinin yeriyse zindanın dibi;
Hapse,
töhmet altına girmek âşığın işi, tahtla minberse (Camilerde
hutbe okunan merdivenli yüksekçe yer) bilgin kişinin yeri;
Senin
aşkını umanın, ümidini aşkına verenin başka ümidi pek kalmaz, hırsı-tamahı (Aşırı isteği, doymazlığı) azalır;
Aşkınla
konuşan, çok söz söyleyemez olur.
O
gökyüzünün aslanı, pençesini aslanların kanına banar;
Kanlı
bakışları vardır onun, zulüm görmeden hiç ürkmez, hiç gam yemez.
Söylesem
de, söylemesem de, coşsam da, sussam da bu fitneyle başım hoş benim, var-git
sen, sağ esen ol.
Yemek
zamanı bu anlamlar, insana esriklik (Sarhoşluk)
verir, bu âlametler, insanı şaşırtır amma gene de tulumun ağzını büz ey saka (Dışa su kaçmasın).
Bahaneler
eder, öze girişirsen ne söylersen söyle, kabul etmiyoruz, kabul etmiyoruz;
Evde
işim var diyedur, dinlemiyoruz, dinlemiyoruz.
Yarın
gelirim, lütuflarda bulunurum demişsin mesela;
Delili,
senedi olmayan bir vaat bu, işitmiyoruz bile, işitmiyoruz.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1. Allah
dostlarının hepsinin meşhur olmadığını, çoğunun açıkça ortada olduğu halde
gizlendiğini öğrendik.
2. Aşk yolunda iyi güzel hoş işler beklemememiz, imtihan
edilmenin sıkıntılarını hoşça karşılamamız gerektiğini öğrendik.
3. Âşık kişinin sonuç almaya yönelik söz ve
davranışlarının olduğunu, arada olan işlerin yoldan alıkoymasına izin
vermeyeceğini öğrendik.
4. Allah dostunu isteyenin başka isteklerden ve dünya
nimetlerine aldırış etmeyeceğini öğrendik.
5. Allah dostunun bir kişiyi yetiştirmeyi istediğinde
insafsız olacağını, acıma duygusuyla hedefe ulaşmayı geciktirmeyeceğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
dostlarının delil senet olmayan vaat edilene inanıp kabul etmediğini, böyle bir
teklifi bile dinlemediklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ