(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3750.
Güzelliği yüz binlerce perdenin ardından parlayıp durmuş da can, naralar atmaya
başlamış:
Merhaba
padişahım, merhaba.
Usul
(Düzgün vücutlu, uzun) boylu selvi, eğilmiş de
Tebriz’e karşı secdeye kapanmış;
Sühâ
(Gözü kuvvetli olan kimselerin görebileceği)
yıldızı da Tebriz’in atının eğer örtüsünü taşımaya koyulmuş.
A
gönlümün hevesleri, gel-gel-gel-gel.
A
dileğim, isteğim, gel-gel-gel-gel.
Bağlanmışım
düğüm-düğüm, dağılmışım bölüm-bölüm, tıpkı saçların gibi, tıpkı saçların gibi.
A
benim düğümümü (İşin içinden çıkılması zor problemlere
çözüm yolu bulan ve gösterip) çözen, a benim dağınıklığımı düzene sokan,
gel-gel-gel-gel.
Yoldan,
konaktan konuşma;
Artık
konuşma, konuşma artık, a benim yolum, konağım, gel-gel-gel-gel.
Yerden
alıvermiştin hani, bir avuç toprak, bir avuç toprak;
O
toprağın içindeyim ben, gel-gel-gel-gel.
Ayırırım
iyilikten kötülüğü, anlarım-anlarım bunu;
Güzelliğin
ne anlamışım, ne bilmişim, şaşkınım;
Gel-gel-gel-gel.
Aşkınla
yanıp yakılmasın aklım, aşkınla yanıp yakılmasın, hiçbir şey bilmiyorum, akıllı
değilim hani, gel-gel-gel-gel.
A
padişah (Şeyh) Salâhaddin, hem ortadasın, hem
gizlisin;
A
şaşılacak şeyim, a temel direğim benim, gel-gel-gel-gel.
Buluşmayı
özleyip ateşlere yandığım zaman ben de Musa gibi Tûr dağına (Musa’nın Allah ile konuştuğu Sina dağı) gittim;
Ne
mutlu bana, ne mutlu.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin Şems Hazretlerini çok özlediğini, ısrarla görüşmek için davet
çağrıları yaptığını öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin işin içinden çıkılması problemleri çözerek insanı rahatlattığını
öğrendik.
3.
Şems
hazretlerinin, aklının, bilgisinin, görüşünün, kıvrak zekâsının, yüce
bilgilerlinin ve vücudunun eşi benzeri olmayan güzelliklerle dolu olduğunu
Hazreti Mevlana’nın sözlerinden öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerini ısrarla davet etmesine rağmen gelmeyişi üzerine Allah dostu Şeyh Selahattin
ile kendini avuttuğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ