(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3520.
Gene bizden hiç ayrılmamış olanın tapısına geldik;
Çünkü
saka (Su dolduran ve istenilen yere taşıyan kişi)
olmadıkça kırba (Deriden yapılmış su kabı)
dolmaz.
Gene
o hareme (Yakınların girebilecekleri yere)
geldik;
Öylesine
bir yer ki orası, başlar, gökyüzü gibi secdeye kapanır orada.
Gene
o çayırlığa, o çimenliğe geldik ki orasının bülbülü, ona kul-köle olan
zümrüdüankadır (Yücelerde yaşayan, hiç yeryüzüne inmeyen,
yüce âlemlerden haber getiren kuş).
Kırba
(Su torbası), daima sakaya (Sucuya) yapışır, sarılır, sen olmadıkça der, ne elim
var benim, ne bileğim var, ne de bir tedbirim (Önlemim).
Gene
o meclise geldik ki güzelim mezesinden dil-damak, şekerler çiğnemededir (Tatlı sözler söylenmededir).
Gene
o göğün tapısına geldik ki can, susarken bile gök gürültüsü gibi gürler durur.
Gene
o sevgilinin tapısına geldik ki şeytan bile onun azarı (Kırıcı ve sert sözleri) yüzünden periler doğurur.
Sus
da kalanını dilinin altından, içinden tamamla;
Çünkü
seni görüp gözeten gayretli bir lala (Bakım ve eğitimle
görevli) var.
Tebriz’in
övündüğü Şemseddin’den az bahset;
Çünkü
akıl sözü, ondan bahsedemez, haddi bile değildir onun.
Daha
seher çağında, gönlüm bir sevdaya kapılmış, uçup duruyor;
Çünkü
tuzak kuranın benimle bir derdi, bir alış-verişi var.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Şems
Hazretlerinin bulunduğu makamın yücelerde olduğunu, yücelerden sözler
söylediğini öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin bulunduğu yeri aklın söz etmesine izin verilmediğini öğrendik.
3.
Şems Hazretleri
bizi istemese hiç ona ilgi ve sevgimizin olmayacağını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Akıl
ve düşüncenin belirli bir alana kadar gideceğini, oradan daha ilerisine
gidemeyeceğini,
İnancın
aklı ve düşünceyi kullanarak gidebileceği son noktaya kadar gittiğini, burada
akıl ve düşünce terk edilerek aşkın sarhoşluğuyla inancın ilerleyişinin devam
ettiğini, bu ilerleyişin de bunları yaratana kavuşmakla ve onunla birlikte
yaşayarak sonsuzluğa doğru gitmek olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ