(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini
anlatıyor)
3290.
Hiçbir şekle sığmazsın ya;
Fakat
sığdığını kabul etsek ne de gül gibi boy atmış bir dilber olursun.
Gâh
(Bazen) ayrılığa düşürürsün, çare öğretirsin;
Gâh
elçi gönderirsin, yolladığın habere can kesilirsin.
Gönül
penceresinden mum ışığı vurdu mu geceleri yol alan şu gönül bilir, anlar ki
damın üstündesin sen.
Aşkın
lezzetini tam alabilmek için gölgeyle güneşin bir olmasını istiyorum;
Meramım
(İsteğim, amacım, gayem, maksadım) bu.
Olmayacak
şeyi arıyorum, olmayacak işin peşine düşmüşüm;
Bu
suçumla beni ne bir bilgin kabul ediyor, ne de bilgisiz.
Sende
olmayacak şeyi dilemezsin, olmayacak şeye inanmazsın;
Sen
iradeni (Bir şeyi yapıp yapmamaya kara verme gücü, istenç)
akıllara, yorulması güç düşlere vermişsin git-git işine.
Fakat
canlara hükmeden padişahlar padişahından bir tat alsaydın Tanrı sofrasına gözü
açık otururdun, vehimlere (Olmayacak bir şeyin
olacağını sanma düşüncesine) kapılmazdın.
Hekimlerin
hekiminden bir ilaç alsaydın da içip sindirseydin iki (Madde,
mana) dünyanın da olmayacak şeylerini benim gibi içer, sömürürdün.
Tebriz
doğusunun sırrına var, Şemseddin’e doğru salına-salına (Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilerek)
git;
Çünkü
sen, iki dünyanın da memleketlerine, Merih (Mars)yıldızı
gibi ışıklar saçmadasın.
Güzel
sevgilim, seher çağı bir kadeh şarap sundu (Sarhoşluğun
sersemliğinden kurtaran sabah içeceği verdi) bana;
Hazır
safrası kabarmışken (Midesi bulanıkken), hazır
daha bir şey yememişken şu ham (Kaba, toplum
kurallarını bilmeyen, incelmemiş) kişiye de tattırın şu şaraptan (Tanrı şarabından-Cennet şarabından).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin karanlığın yok olmasını, üzüntü, sıkıntı, perişanlık kalmamasını,
gereğince anlaşılıp bilinmeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan durumların
görülür, anlaşılır olmasını, hiç kimsenin ışıksız kalmamasını istediğini
öğrendik.
2.
Aşkın lezzetini
tam alabilmek için aydınlatın da ve aydınlanın da bir ve birlikte olmasını
istediğini öğrendik.
3.
Aşkı ne bilginlerin
ne de bilgisizlerin anlayamayacakları için suçlayacaklarını öğrendik.
4.
Kişinin etkenlik
gücünü tamamen akla veya gerçek olmayan şeylere verdiği zaman, gerçekleşmesi imkânsız
işler peşine düşmüş olanların bizimle beraber yolculuk edemeyeceklerini
öğrendik.
5.
Allah dostlarını
seven ve onların sözlerinden tat alanların Allah’ın yeryüzüne kurduğu sofrayı açıkgözlü
olarak yararlanmasını bilen olacağını, yanlış ve yersiz düşüncelerden kendini
kurtaracağını öğrendik.
6.
Tanrı şarabını
Hazreti Mevlana’ya Şems Hazretlerinin günün ilk ışıklarıyla birlikte sunduğunu,
sersemlikten kurtardığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Padişahlara
padişahlık eden Allah’ın dostu Şems Hazretlerine doğru gidenlerin kendilerini kurtaracaklarını,
karanlıklardan kurtulacaklarını, ruhsal hastalıklardan temizleneceklerini,
aklın anlamadığı sebebe bağlanmamış birçok mucizeyi görüp inanacaklarını,
şüphelerden arınarak bütün kalbiyle sevgiyle bağlanacaklarını, Mevlana
Hazretleri gibi âşık olacaklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ