24 Mart 2017 Cuma

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 3290 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini anlatıyor)

3290. Hiçbir şekle sığmazsın ya;
Fakat sığdığını kabul etsek ne de gül gibi boy atmış bir dilber olursun.

Gâh (Bazen) ayrılığa düşürürsün, çare öğretirsin;
Gâh elçi gönderirsin, yolladığın habere can kesilirsin.

Gönül penceresinden mum ışığı vurdu mu geceleri yol alan şu gönül bilir, anlar ki damın üstündesin sen.

Aşkın lezzetini tam alabilmek için gölgeyle güneşin bir olmasını istiyorum;
Meramım (İsteğim, amacım, gayem, maksadım) bu.

Olmayacak şeyi arıyorum, olmayacak işin peşine düşmüşüm;
Bu suçumla beni ne bir bilgin kabul ediyor, ne de bilgisiz.

Sende olmayacak şeyi dilemezsin, olmayacak şeye inanmazsın;
Sen iradeni (Bir şeyi yapıp yapmamaya kara verme gücü, istenç) akıllara, yorulması güç düşlere vermişsin git-git işine.

Fakat canlara hükmeden padişahlar padişahından bir tat alsaydın Tanrı sofrasına gözü açık otururdun, vehimlere (Olmayacak bir şeyin olacağını sanma düşüncesine) kapılmazdın.

Hekimlerin hekiminden bir ilaç alsaydın da içip sindirseydin iki (Madde, mana) dünyanın da olmayacak şeylerini benim gibi içer, sömürürdün.

Tebriz doğusunun sırrına var, Şemseddin’e doğru salına-salına (Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilerek) git;
Çünkü sen, iki dünyanın da memleketlerine, Merih (Mars)yıldızı gibi ışıklar saçmadasın.

Güzel sevgilim, seher çağı bir kadeh şarap sundu (Sarhoşluğun sersemliğinden kurtaran sabah içeceği verdi) bana;

Hazır safrası kabarmışken (Midesi bulanıkken), hazır daha bir şey yememişken şu ham (Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş) kişiye de tattırın şu şaraptan (Tanrı şarabından-Cennet şarabından).
                                ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin karanlığın yok olmasını, üzüntü, sıkıntı, perişanlık kalmamasını, gereğince anlaşılıp bilinmeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan durumların görülür, anlaşılır olmasını, hiç kimsenin ışıksız kalmamasını istediğini öğrendik.
2.    Aşkın lezzetini tam alabilmek için aydınlatın da ve aydınlanın da bir ve birlikte olmasını istediğini öğrendik.
3.    Aşkı ne bilginlerin ne de bilgisizlerin anlayamayacakları için suçlayacaklarını öğrendik.
4.    Kişinin etkenlik gücünü tamamen akla veya gerçek olmayan şeylere verdiği zaman, gerçekleşmesi imkânsız işler peşine düşmüş olanların bizimle beraber yolculuk edemeyeceklerini öğrendik.
5.    Allah dostlarını seven ve onların sözlerinden tat alanların Allah’ın yeryüzüne kurduğu sofrayı açıkgözlü olarak yararlanmasını bilen olacağını, yanlış ve yersiz düşüncelerden kendini kurtaracağını öğrendik.
6.    Tanrı şarabını Hazreti Mevlana’ya Şems Hazretlerinin günün ilk ışıklarıyla birlikte sunduğunu, sersemlikten kurtardığını öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Padişahlara padişahlık eden Allah’ın dostu Şems Hazretlerine doğru gidenlerin kendilerini kurtaracaklarını, karanlıklardan kurtulacaklarını, ruhsal hastalıklardan temizleneceklerini, aklın anlamadığı sebebe bağlanmamış birçok mucizeyi görüp inanacaklarını, şüphelerden arınarak bütün kalbiyle sevgiyle bağlanacaklarını, Mevlana Hazretleri gibi âşık olacaklarını öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar