18 Mart 2017 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 3170 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems Hazretlerini anlatıyor)

3170. Nerde hasta varsa gelsin, can sağlığına kavuşsun;
Hatta sen ölünün dirilmesini seyret, hastalığın da yeri mi yani?

Şiiri sen söylüyorsan kulun-köleyim şiire;
Çünkü sen İsrafil’in canına cansın, Sûrun üfürülüşüsün.

Vay bu uzaklıktan;
Fakat mademki söz oka dil de hâzermi (Kuvvetlilerin çektiği) yaya benzer, er-geç elbette hedefe varır bir gün.

Harfle, sesle can sözü söylenemez;
Yarlıgayıcı (Yargılayıp af eden) olması yarlıganmış (Affedilmiş) olamaz.

Çünkü o yanda öylesine gönüller vardır ki ne Rum ülkesindendir onlar, ne Türk’tür, ne de Nişâbur’lu;
Fakat dilsiz-dudaksız söylenen sözleri duyar onlar.

Gel de Tur dağına dek Musa’ya yoldaş olalım;
Tur’da Tanrı’yla konuşan Musa’ya “ Allah’la konuştu” dendi.(Nisa suresi 164)

Bir aşk, eteğimi tutmuştur da aç adamın yemek kabına tutup çekmesi gibi beni çekip durmadadır.

Aşkın elinden kim kurtulmuştur ki benim gönlüm de kurtulabilsin;
O uzun kılıcın kabzası ancak aşkın elindedir.

Sana can şarabını içireyim de artık gam yeme (Üzüntü çekme);
Gamın da yeri mi?
Her neşeliden rehin (Oyalanmak için) neşe alırsın artık.

İki yüz kolu-kanada sahip bir melek yaparım seni, öylesine bir melek ki artık insanlık bulanıklığı (İyisi-kötüsü anlaşılamayan), adamlık vasfı (İyi-kötü denecek özelliğin) hiç kalmaz sende.
                                ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Ruhu gönlü ölmüş veya hastalanmış kişiyi Mevlana Hazretleri, hastalığından kurtarmak, sağlığına kavuşturmak, yeni bir kimlik ve kişilikle yaşam vermek için davet ettiğini öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin İnsan canını ölü halden kurtarıp canlı hale sokan şiiri söyleyen dostları çok beğendiğini öğrendik.
3.    Manalı sözlere halkın uzak kaldığını ama bu sözleri isteyenlerin dünyanın neresinde olursa olsun, ne zamanda olursa olsun ulaşacağını öğrendik.
4.    Canımızın sözlerini harfle, sesle söylemenin yetersiz olduğunu, gönülden gönüle bir yol olduğunu, duyuş-anlayış şeklinde dilsiz, dudaksız özürler ve affedişler olduğunu öğrendik.
5.    Aşk yolu Allah ile konuşma dağına doğru çektiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Tanrı aşkına tutulan kişinin artık geri dönüşü olmadığını, Mevlana Hazretlerinin can şarabı ikram edeceğini, neşeli bir hayata başlayacağımızı, insanlığın bulanıklığından, kararsızlıklarından, karanlıkta kalmışlıktan kurtulup melek makamına ulaşacağımızı, bunları Mevlana Hazretlerinin önderliğinde ve yardımıyla gerçekleştireceğimizi öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar