14 Mart 2017 Salı

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 3080 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri şüphe ve inancı Hazretlerini anlatıyor)

3080. Gel, benim parçamsın sen, parçayı tümden ayırma;
Gülü (Çok iyiyi, çok güzeli), cinsinin (Soyunun, kökünün, aslının) bulunduğu yere götür, çünkü güllerin gülü (İyinin iyiliği, güzelin güzelliği) var sende.

Şüphe (Olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, şüphe), inancın (Güven duymanın, inanmanın, gönülden bağlanmanın) parçasıdır, inançla inanç (Doğruluğuna bilmekle ve güvenmekle, benimsemekle) olur gider;
Fakat onu inançtan ayırdın mı şüphelere düşer, öylece kalakalırsın.

Delil (Hukuk, mantık, kanıt) fayda vermez sana, delil benim (Sözüm) ancak;
Bensiz misin, en büyük delile sahip olsan gene kurtulamazsın şüpheden.

Dua etmezsem (Allah’a yalvarmasam) lütfu (İyiliği), boyuna der ki:
Ne diye başını (Benim dostlarımdan birine) bağlamışsın?
Söyle, ağzın-dilin var.

Ona dedim ki:
Canım bedenimden çıkınca canımla beraber şiirimi de alır, götürürsün sen.

Lütfu (İyiliği) cevap verdi de dedi ki:
A istekli, bu işin önünde oldu zaten, ne diye yüreğini oynatırsın?

A gönül, sözün tamamını sen söyle:
Ben ağzımı yumdum, sen söyle ki ebedi sözlere sahipsin sen.

Ey Tebrizli Şems, (Tanrı) adların anlamlarını sen söyle:
Gökte değilsin amma bir göğün var ki senin.

Gönül alma yoluyla sun can şarabını (İnsanı kendinden geçiren Tanrı şarabını ikram et):
Hani daima izinin tozunu bile belirtmezsin ya, tıpkı onun gibi sun.

Hani bütün gece, uyandırmak (Mum gibi hazır olan bizlerin fitilimizi ateşle de etrafımıza ışık verelim)), uyanık bulunmak için Ay (Karanlıkta kalanlara ışık verip görmeleri sağlamak) gibi gönüller penceresinden vurur, parlar, parlatırsın ya onun gibi sun (İkramda bulun).
                                ***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Bir olgunun inanç olması için şüphe ile birlikte düşünülmesinden sonra varlığını, doğruluğunu kabul ettikten sonra severek ve güvenerek bağlanılacağını ve en yüksek oranda bileceğimizi öğrendik.
2.    Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık gösterenler; inançtan ayrılacaklarını şüpheler içinde kalacaklarını öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin sözlerinin delil, şahit olmadan kabul edilen, inanılan, insanı yanıltmayan, zayıflığa düşürmeyen, sonuç itibariyle de inanan kişiye fayda veren, hemen inanıla sözler olduğunu, sonsuza kadar geçerli olan sözler olduğunu öğrendik.
4.    Mevlana Hazretlerini sevmeyenin, saygı duymayanın, sözlerini doğru kabul etmeyenin hayat boyu şüphe batağından kurtulamayacağını öğrendik.
5.    Allah’a yalvaran kişiye Allah’ın dostlarından birini sevdirerek ona kendisine yaklaşma yollarını öğrettireceğini, o kişiyi uygunluktan olgunluğa yücelteceğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
İnsanın mum gibi yanıp ışık vermesi için fitilinin başka bir ateşi yanan kaynaktan ateşlenmesi gerektiğini, ateşlenmiş mumun yanarak karanlıkta kalmışlara, yolu göremeyenlere ışık verdiğini, bu uyandırma dediğimiz işi Mevlana veya Şems Hazretleri veya dostlarının yapmasının güzel olacağını öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar