(Mevlana Hazretleri şüphe ve inancı
Hazretlerini anlatıyor)
3080.
Gel, benim parçamsın sen, parçayı tümden ayırma;
Gülü
(Çok iyiyi, çok güzeli), cinsinin (Soyunun, kökünün, aslının) bulunduğu yere götür, çünkü
güllerin gülü (İyinin iyiliği, güzelin güzelliği)
var sende.
Şüphe
(Olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten
doğan kararsızlık, şüphe), inancın (Güven
duymanın, inanmanın, gönülden bağlanmanın) parçasıdır, inançla inanç (Doğruluğuna bilmekle ve güvenmekle, benimsemekle) olur
gider;
Fakat
onu inançtan ayırdın mı şüphelere düşer, öylece kalakalırsın.
Delil
(Hukuk, mantık, kanıt) fayda vermez sana, delil
benim (Sözüm) ancak;
Bensiz
misin, en büyük delile sahip olsan gene kurtulamazsın şüpheden.
Dua
etmezsem (Allah’a yalvarmasam) lütfu (İyiliği), boyuna der ki:
Ne
diye başını (Benim dostlarımdan birine) bağlamışsın?
Söyle,
ağzın-dilin var.
Ona
dedim ki:
Canım
bedenimden çıkınca canımla beraber şiirimi de alır, götürürsün sen.
Lütfu
(İyiliği) cevap verdi de dedi ki:
A
istekli, bu işin önünde oldu zaten, ne diye yüreğini oynatırsın?
A
gönül, sözün tamamını sen söyle:
Ben
ağzımı yumdum, sen söyle ki ebedi sözlere sahipsin sen.
Ey
Tebrizli Şems, (Tanrı) adların anlamlarını sen
söyle:
Gökte
değilsin amma bir göğün var ki senin.
Gönül
alma yoluyla sun can şarabını (İnsanı kendinden geçiren
Tanrı şarabını ikram et):
Hani
daima izinin tozunu bile belirtmezsin ya, tıpkı onun gibi sun.
Hani
bütün gece, uyandırmak (Mum gibi hazır olan bizlerin
fitilimizi ateşle de etrafımıza ışık verelim)), uyanık bulunmak için Ay
(Karanlıkta kalanlara ışık verip görmeleri sağlamak)
gibi gönüller penceresinden vurur, parlar, parlatırsın ya onun gibi sun (İkramda bulun).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Bir olgunun inanç
olması için şüphe ile birlikte düşünülmesinden sonra varlığını, doğruluğunu
kabul ettikten sonra severek ve güvenerek bağlanılacağını ve en yüksek oranda
bileceğimizi öğrendik.
2.
Bir olguyla
ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık gösterenler;
inançtan ayrılacaklarını şüpheler içinde kalacaklarını öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin delil, şahit olmadan kabul edilen, inanılan, insanı
yanıltmayan, zayıflığa düşürmeyen, sonuç itibariyle de inanan kişiye fayda
veren, hemen inanıla sözler olduğunu, sonsuza kadar geçerli olan sözler
olduğunu öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerini sevmeyenin, saygı duymayanın, sözlerini doğru kabul etmeyenin
hayat boyu şüphe batağından kurtulamayacağını öğrendik.
5.
Allah’a yalvaran
kişiye Allah’ın dostlarından birini sevdirerek ona kendisine yaklaşma yollarını
öğrettireceğini, o kişiyi uygunluktan olgunluğa yücelteceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
İnsanın
mum gibi yanıp ışık vermesi için fitilinin başka bir ateşi yanan kaynaktan
ateşlenmesi gerektiğini, ateşlenmiş mumun yanarak karanlıkta kalmışlara, yolu
göremeyenlere ışık verdiğini, bu uyandırma dediğimiz işi Mevlana veya Şems
Hazretleri veya dostlarının yapmasının güzel olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ