(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems
Hazretlerini anlatıyor)
3070.
Büyük kutluluk yıldızına hadi (Harekete geç)
buyurdu, hünerini göster;
Bizim
neliksiz-niteliksiz (Sebebe bağlanmamış’ Sebep
gerektirmeyen’) işler yaratmamızı biliyorsun çünkü.
Büyük
kutsuzluk yıldızına da yürü buyurdu, hasetçilik et (Kıskan)
dur, söyle bakalım, başka ne yapabilirsin?
Hünerin
ancak bu işte!
On
sekiz bin âlemi de, gözün varsa bak da gör, gizli defineyi meydana çıkarmak
için meydana getirdi.
Hüneri
(Beceri isteyen ustalığı) olan, bilgiyle
tanınsın, herkesten üstün olsun diye durmadan çalışır.
Hünerini
örten, gizleyen kişi de örtmede, gizlemede meşhur olayım diye hünerini gizler.
Hünerini
örtmeye çalışanın maksadı, bilgide, bilgisini saklamada şöhret sahibi olmaktır.
Gelip
geçen peygamberler hep ey topraktan meydana gelmiş insan, içinde maden (Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak) var senin diye
gerçeği meydana koymak için gelip geçmişlerdir.
Biz
de demişlerdir, sizin gibi insandık, fakat şimdi define bizde, o defineden bir
habbecik (Damlacık) de sizde var.
Senin
gönlünüm, ben, gönlünü kendinde arama, bende ara, genç-dinç bir bahtın, bir
devletin varsa pire (Yaşlı bilgine) mürit (Öğrenci) ol.
İşi
kendinden bilirsen beni hiç tanıyamazsın, hiç bilemezsin;
İç
âleminde çok sıkıntılara düşer, çok sınamalara uğrarsın.
***
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İnsanın içinde gizli
bir hazine olduğunu, çok değerleri içinde sakladığını, gelmiş-geçmiş
peygamberlerin içimizdeki bu hazineyi meydana çıkartmak için meydana
geldiklerini öğrendik.
2.
Gönlünde arayıp
hazineyi bulanların herkesten üstün olmak için çalıştıklarını öğrendik.
3.
Gönlümüzü Allah
dostu âşıklara vermemiz, onları sevmemiz, sözlerini doğru bilip
kılavuzluklarında ilerlememiz, onlar gibi olmaya çalışmamız gerektiğini
öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin bizimle yakından ilgilendiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Yücelere
doğru gidişimizi, öğrendiklerimizi, bildiklerimizi, hep Mevlana Hazretlerinin
bize aktardıklarından öğrendiğimizin farkında lığımızı hiç kaybetmeden, hep
Mevlana Hazretlerini ve onun dostlarını iyilikle anmamız gerektiğini öğrendik,
anladık.
Eğer
sözün sahibinin kim olduğunu söylemeden kendi sözümüz gibi söylersek;
Bu
sözün sahibine karşı hırsızlık etmiş olacağımızı, sözün sahibinin de kendi
malına sahip çıkmasıyla iç âlemimizde sıkıntılara uğrayacağımızı ve buradan
bize olan bilgi akışının kapanacağını öğrendik, anladık.
Bilgimizin,
seviyemizin, yeterliliğimizin, yeteneğimizin, ne maksatla kullandığımızın
ortaya çıkması için daima sınamalara uğrayacağımızı bilmemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ