(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems
Hazretlerini anlatıyor)
2990.
Deve haydadan (Deveden anlayan) nasıl mavallarla
(Masal anlatarak) devesini yormadan yürütürse
bunun tefsirini (Yorumlamasını, açıklamasını) de
senin kulağına o padişah söyler.
Bana
bak, bana;
Benden
başka kime, neye bakarsan iyiden iyiye anlaşılır ki Tanrı aşkından haberin bile
yok.
Tanrı
güzelliği, Tanrı alımı hangi yüzde varsa o yüze bak;
Olur
ya, ansızın o yüzden bir bahta (Talihe, şansa),
bir devlete erişiverirsin.
Mademki
akıl babandır, beden de anan;
Oğulsan
babanın yüzüne bak.
Bil
ki pir (Olgun kişi), baştanbaşa Tanrı
sıfatlarıyla sıfatlanmıştır;
İnsan
şeklinde görünür amma iş öyle değil.
Sana karşı köpük gibidir amma kendince bir
denizdir o;
Halkın
gözü, onu oturuyor görür amma o, her an yoldadır, yolculuktadır.
Onun
yüceliği hakkında binlerce delil var, hepsini de görüyorsun da hala pirin
halini anlamıyorsun, gerçekten ne de haberin yok.
Kuruluktan,
yaşlıktan münezzeh olan tapıdan gönül Meryem’ine ruhani bir surettir, geldi
çattı.
Uğrayıp
geçen elçi, içinde canın gizli olduğu solukla gönül Meryem’ini gebe bıraktı.
A
gönül, o padişahlar padişahına gebe kaldın sen;
Çocuk,
karnında oynamaya başladı mı görürsün.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Bir düşünceyi,
bir ilkeyi kendi düşüncesinde ve amacı doğrultusunda yöneten, sevk ve idare
edenin bu uzun yolda yolculuk eden kişinin bıkıp terk etmemesi için masallar,
hikâyeler anlatarak yol almasını sağladığını ve bu arada işin sırlarını
anlatımın aralarına serpiştirerek açıkladığını öğrendik.
2.
Tanrı güzelliği,
Tanrı alımı kimin yüzündeyse ona bakmamız, Tanrı aşkının özelliğinden olduğunu
öğrendik.
3.
İnsan yüzüne
baktığımız zaman onu insan olarak göreceğimizi, dikkat edersek onun yüce bir
insan olduğunu, çok özel bu insanın yüzüne bakınca Tanrı niteliklerinin,
niceliklerinin delillerini görebileceğimizi öğrendik.
4.
Her şeyin açıkça
olmadığını, çok özel işlerin gizlice olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Baş
gözüyle göremediğimiz sayısız işler olduğunu, gönlü, canı bilmeyen kişilerin bu
işleri göremeyeceklerini, anlayamayacaklarını,
iş vücut bulup büyümeye başlayınca baş gözüyle görenlerin de
görebileceklerini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ