(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems
Hazretlerini anlatıyor)
2950.
Gel-gel ki gül bahçesi seni övüyor;
Gel-gel
de onu nerde besledin, nasıl yetiştirdin bir göster.
Gel-gel
ki sen olmadıkça hastanede hiçbir hastanın benzindeki sarılık gitmiyor.
Doğ-doğ
(Kendini göster) ey güneş, sen olmadıkça
havadaki acılık da gitmez, soğukluk da.
Doğ-doğ
(Kendini göster) ey Ay, gözlerin hepsi de yaşlı,
herkes ağlıyor, sense dönüp duruyorsun;
Yazıktır
bu yazık.
Gel-gel ki
bütün kâinatın velinimetisin (İyilikte ve bağışta
bulunanısın) sen;
Hayran
gönülleri dertten halas edensin (Kurtaran, kurtuluşa
erdirensin);
Tavlanın
zarısın sen.
Gel-gel de kuluna öğret, bellet (Öğret,
akılda kalmasını sağla);
Çünkü
imamlıkta da (Önderlikte), öğretmede de, anlayıp
anlatmakta da teksin sen.
Şu
sabah çağında döndürüp sunduğun şarap, ne biçim şaraptı ki dönüp duran zaman
bile neşesinden adeta çatlayacak.
Şarap
değildi o, canım için olsun, doğru söyle, neydi o?
Bahaneler
düzme, eğri-büğrü söyleme, ustalıktan gelme yani.
A
saf gönül, ondan ne diye doğruluk istiyorsun ki?
Şu
vadide onun ancak boyudur doğru olan, düz olan;
Sen
ok gibi doğru ol da eğri yaya eş kesil;
Mademki
o yaya düştün, ok gibi ağzına al kirişi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana Hazretlerinin Şems Hazretlerini davet ederek kendisinin özelliklerini
göstermesini istediğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tutum
ve davranışımız ne olursa olsun doğruyu söylememiz gerekli olduğunu, bu
olmayacak bir iş gibi gözükse de sonucun olumlu olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ