(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems
Hazretlerini anlatıyor)
2940.
Neden ey dost dedim, vakitsiz çıkageldin?
Dedi
ki:
Yoldaşım
sayrıydı (Hastaydı), yolda o yüzden hızlandı, o
yüzden tezce geliverdik.
Yüzünden
dedim, can şehri apaydın, cömertliği güneşten öğrendin sen.
Dedi
ki:
Yüzüm,
yüzlerce güneşi aydınlatırken sen nasıl oluyor da beni onunla kıyaslıyorsun, ne
de soğukluk bu.
Benim
ebediliğimi, kendi zevalini (Yok oluşunu) gördü
de o yüzden beni aramak için dünyayı dönüp dolaşmaya başladı güneş.
Secde
ettim, suçumu bağışlamaması için ağlamaya başladım;
Gözyaşlarımı
gördü, feryadımı duydu, derdimi anladı da.
Dedi
ki:
Mahsustan
öyle söyledin, değil mi?
Sonra
da benim sözlerimi dinlemek hevesine düştü, bu aşkla beni söze getirdi.
Dedim
ki:
Sen
dikensiz gülsün, akşamsız sabah;
Öylesine bir ersin ki kullarını sütle, balla besler, geliştirirsin.
Hak
dilinde altına, o kadar sarılığıyla gene de kızıl derler, bu ancak senin
lütfundandır.
Dedi
ki:
Az
incit, söz söyleme, sus;
Bak,
altına, laf olsun diye sarı dedin de incittin onu.
Gel-gel
ki tıpkı abıhayat içindesin sen;
Gel-gel
ki her derdin şifasısın, devasısın sen.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin hastalanması üzerine Şems Hazretlerinin geldiğini, tedavi
ettiğini öğrendik.
2.
Şems
Hazretlerinin kendisine tutkulu bir sevgi ile bağlanıp dostluğu devam
ettirenleri her yönden besleyip geliştirdiğini öğrendik, anladık.
3.
Şems
Hazretlerinin ölümsüz olduğunu, ahrete gitmekle daha güçlü yardım edecek konuma
geldiğini, hastaların derdine de çıkar yolu göstererek, çare olarak
iyileşmesini sağladığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin her derdin çaresinin olduğu kişi olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ