6 Mart 2017 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 2930 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems Hazretlerini anlatıyor)

2930. O şarabın (Tanrı şarabının) bir yudumcuğu toprağa dökmeseydin yıldızlara, ne diye yeryüzünün çevresinde dönüp dururlardı?

Ezeli güneş, bir ısılık (Sıcaklık, samimiyet) bağışlamasaydı temmuz da donar, buz kesilirdi, temmuzda biten bitkiler de.

Hem her şeyden münezzeh (Temiz) olmak, hem her şeyle karılmak, katışmak, şaşılacak bir sıfat;
Fakat yazıklar olsun ki sırların perdesini bir türlü kaldırıp devşirmedin (Derleyip, toplayıp, düzenleyip, bir araya getirmedin).

Amma perde de olmasaydı o yola gizlice gidenler, öylesine çoğalırdı ki adım atmamıza yer kalmazdı.

Eğer o perdelerin ardından Ruh-ül Kudüs’ü (Cebrail) bir gösterseydin insanların akıllarıyla canlarını beden sayarlardı.

Tutsaydın da tıknefeslik (Kesik-kesik nefes alarak) düşüncesine dalsaydın, halkı bir sıkmak, halka nefes aldırmamak isteseydin bütün güzeller, bütün lale yüzlüler, feryada düşerlerdi, sararıp solardı.

Düşüncene doğan güzellik, yalnız orda kalsaydı güzelim arı-duru şaraplar, dertlerinden tortulaşır kalırlardı.

Bu sırrı söz kapatıyor, yoksa susabilseydim Hintli de olsa, Türk de olsa herkes aşk sırrını anlardı.

O Türk güzelim gül gibi yüzüyle çıkageldi;
Ona dedim ki:
Ne oldu o ahit (Anlaşmamız)?
O çoktan geldi geçti, eridi-gitti dedi.

Ona dedim ki:
Seher yelinin eline bir mektup vermiştim, acaba getirdi mi?
Dedi ki:
Evet, gösterdi.
                          ***     
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Tanrı şarabı dünyaya döküldüğü için bütün yıldızların bu sevgiyle yüzlerini yeryüzüne döndüğünü öğrendik.
2.    Toplum içinde olup her şeye katışmamak, karılmamak şaşkınlık veren bir özellik olduğunu öğrendik.
3.    Bir sır perdelerinin olduğunu, bu perdelerin diğer yanına geçebilenlerin çok az olduğunu öğrendik.
4.    Halkı bunaltmamak, nefes aldırmak için serbest bırakıldığını öğrendik.
5.    Düşüncemizde oluşacak güzelliğin tüm vücudumuzu sarıp güzelleştireceğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Dünya ve ahret yaşamının esen bir rüzgâr gibi gelip geçeceğini, aşktan başka elimizde bir şey kalmayacağını öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar