(Mevlana Hazretleri Şems Hazretlerini kendini anlatıyor)
2880.
Yüzünü ekşittin de somurtuk-somurtuk oturdun;
Testiyi
kırdın, su vermem sana diye bir bahanedir buldun, tutturdun.
Sarhoşlukla
olan oldu, beni sıkma, sıkıştırma artık;
Onun
yerine binlerce altından dökülme testi vereyim sana.
Sen
abıhayatsın (Ölümsüzsün), bir testi kaybolmuş,
ne çıkar?
Can
da sensin, cihan da sen;
Bir
testiye ihtiyacın mı var?
Gel,
aziz bir gün bu, bir meclis kur, fakat dün gece yaptığın gibi yapma, hani
sıçramış, aramızdan kaçıp gitmiştin.
Evvelki
gün sarhoş bir halde aşk evine gittim;
Gülerek
gel dedi, tık-nefeslikten (Heyecanla sık-sık ve
güçlükle nefes almaktan) kurtuldun.
Bir
gönül aldıysan binlerce can ihsan ettin (Bağışladın);
Bir
bedeni yaraladıysan binlerce mehlem (Yarayı
iyileştirecek ilaç) verdin.
Ayaklarına
nasıl sarılmayayım (Sana saygı gösteriyorum);
Başların
tacısın sen.
Ellerini
nasıl öpmeyelim;
Elin-kolun
var, her şeye gücün-kuvvetin yeter senin.
A
gönül, bir kadehçik şarap iç de mahmurluklardan (Sersemlikten)
kurtul;
A
güzel, mademki puta tapıyorsun, böyle bir puta tap bari.
Bahtın
yaver oldu (Şansın yardım etti), devlete-ikbale
ulaştın;
Buna
şükrane olarak (İyilik bilerek, gönül borcu olarak)
kutlulukla gönül âlemine git a gönül.
Gerçi
bütün gümüş bedenliler (Beyaz tenliler), ne
söylüyorsan hepsini altınla (Değerli ve hiç
kaybolmayacak şekilde) yazıyorlar;
Fakat
gene de sus.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Dünyada olan
ilişkilerde kırgınlıkların olabileceğini, kişilerin birbirinden
uzaklaşabileceğini, birbirini sevenlerin kendisini bilenlerin bu kırgınlığın
etkisinde kalmayarak buluştuklarını yaralarını sararak dostluklarına devam
ettiklerini öğrendik.
2.
Şems Hazretlerine
çok saygı göstermemiz gerektiğini Mevlana Hazretlerinden öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Şems
Hazretlerinin sözlerinin kaybolmayacak bir biçimde yazıp kendilerine Allah’a
giden yolun kılavuzu ve yolu aydınlatan ışık olarak kabul etmemiz gerektiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ