(Mevlana Hazretler
kendini anlatıyor)
2510.
Senin de halvet edeceğin (Yalnız kalacağımız) vakit
gelinceye dek sustum ben;
Fakat
a benim elime giren, a bana tutulup kalan, yalnız hakkımda kötü sanıya düşme.
Hangi
gün şu adı-sanı, şu bedeni dürüp devşireceğiz de can meclisinin ortasında
halka-halka dönüp dolaşacağız?
Ne
vakit padişahın meclisinde, önce dudaksız, sağraksız (
Kadehsiz) şarap içtiğimiz gibi gene can şarabını içeceğiz.
Ne
vakit can sakisine (İnsanın canına Allah’ı sevdiren,
Allah nuru saçan kişi) sarhoş, yıkılmış-dökülmüş olarak, elden-ayaktan
olduk, sen uzat elini diyeceğiz?
Meze
getir diyeceğiz, getir de biz, artık bu yana göçtük;
Ağlayıp
inlemedeyiz, yüzümüz sapsarı, kızıl şarabı sun.
Selam
ver bize, belalarına teslim olmuşuz;
Hararetli-hararetli
sor, soruştur bizi, soğuk nefeslerden üşümüşüz, soğumuşuz biz.
O
sakim bize cevap vererek diyecek ki;
Nur
saçmada Ay gibi görmedeyiz biz, için, afiyetler, şifalar olsun.
Sen
saltanat dile, Süleyman gibi “Rabbim bana bir saltanat ver” de;
Biz
ihsanımızı bir karıncadan bile esirgemeyiz, bir karıncayı bile incitmeyiz biz.
Ayrılığımızdan
nice gamlara uğradın, pek çok kederlere düştün, gel kucağımıza, her derdin
devasıyız biz.
Cefa
dikeniyle yaralanmış gönlü getir, sun bize de gel al bizden;
Bize
ne diye armağan 0larak gül getirirsin?
Biz
zaten gülüz.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri birebir açıklama yapacağı ana kadar kötü sanıya düşmeden onun
sözleriyle bu yolda mesafe almamız gerektiğini öğrendik.
2.
Adımızdan,
şanımızdan, bedenimizin isteklerinden kurtulup can âlemine geçip can meclisine
katılıp oradaki halkaya katılmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ı sevdiren,
Allah nuru saçan kimseye bağlanıp onun Tanrı şarabını sunmasını istememiz
gerektiğini öğrendik.
4.
Mevlevilerden
korkmadan sorular sorması gerektiğini, soğuk kişilerin cevaplarla nasıl
ısınacağını görmemiz gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlevilerden
ayrı olanın üzüntülere uğrayacağını, derdimiz ne olursa olsun dertlerin
ilacının bu kişilerde olduğunu inanmamız ve önerilerini uygulamamız gerektiğini,
gelenin eline bakılmayacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ