(Mevlana Hazretler
kendini anlatıyor)
2500.
Yüzüne kendi yalımlardan (Alevlerden, ateşimden),
kendi ışıklarımdan nurlar veririm, başını on tane yarlıgama parmağıyla kaşır
dururum (Nasıl suçları affedeyim diye düşünür dururum).
Razılık
göğünde binlerce inayet (Yardım, iyilik) bulutu
var;
Yağarsam
o bulutlardan boşanırım da senin başına yağarım.
Lütfum
(İyiliğim), seni onarmak (Bozulmuş, eskimiş olanı düzeltip işler ve kullanılır duruma
sokmak, işe yarar duruma getirmek), seni iyileştirmek (İyileşmeni sağlamak, sağlığına kavuşturmak) için
belini bağlamıştır (Hizmet etmeye yönlendirmiştir);
Zaten
onarıp iyileştirme, kavuşturup buluşturma bereketlerinin kaynatıp coştuğu gözüm
(Bakış açım, kişi ve olaylara yaklaşımım),
kaynağım (Enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer)
ben.
Bana,
hastayım dediğin geceden beri binlerce şifa veren (Bedensel
ve ruhsal hastalığın son bulmasına ilaç) şerbet, sevgilerle,
esirgemelerle kaynayıp coşuyor.
Gel
yanıma da, gözlerine yeni bir sürme çekeyim (Hakikati
olduğu gibi görme tekniği öğreteyim);
Çekeyim
de sırlarımı görüp anlamak için gözlerin aydınlansın.
Öylesine
lütfum çok, öylesine keremim bol ki yabancıların bile ellerinden tutmadayım;
İş
böyleyken bildiklerimin en yakınlarından lütfumu nasıl olur da esirgerim.
Ambarımın
ölçeği senin çuvalında bulundu diye seni hırsız tuttum da memurlara teslim
ettim.
Sen
kahrımdaki sebebi anlamadın, şaşırıp kaldın, buna imkân yok diyordun;
Hâlbuki
o kahırda (Üzüntü, sıkıntı, acı da) binlerce
lütuf (İyilik) vardı.
Bünyâmin
(Hz. Yusuf’un kardeşi), o zahmet yüzünden
Yusuf’unu bulmadı mı?
Benim
bütün işlerimi lütuf bakışıyla (İyilik olarak düşünerek değerlendir) seyret.
Yusuf,
halvette (Baş başa kalınca) Bünyamin’e (Kardeşine) yaptığı işi açtı-döktü, tamamıyla anlattı
da ben kimseyi boş yere gamlarla incitmem dedi.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin kendi sevgi ateşinden ateş vererek bizi de katılığımızı ışığa
çevirdiğini, bu ışığa da kendisinden katkılar sağladığını öğrendik.
2.
Mevlana
Hazretlerinin kişinin hastayım veya iyiyim diye ifadesine bakmadan iyilik adına
ona yerleşmiş hastalığını iyileştirdiğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin kişilere ve olaylara nasıl bakılması gerektiğini, sadece fayda da
kalmadan doğruya oradan da hakikati olduğu gibi görüp kabul edecek bakış
tekniğini verdiğini öğrendik.
4.
Gözlerimiz ne
kadar kuvvetli olursa olsun, görmemizi sağlayanın ışık olduğunu, aklın bu
ışıkla görmeden oluşan bilgiyi işlediğini öğrendik.
5.
Hakikati olduğu
görme yetkisini elde ettikten sonra da sırlara sıra geldiğini, sırrın sırrı
olduğunu, sonra da sırrın sırrının sırrı olduğunu bunlara ulaşmak için de
Hazreti Mevlana’dan öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu öğrendik.
6.
Mevlana Hazretlerinin kişiyi esir eden,
hareketsiz bırakan sözlerinden korkmamamız gerektiğini, kardeşçe bir yaklaşımın
açıklanması gereken durum olduğunu, toprak altında hapsolmuş tohum gibi bir
zaman böyle olunmasının gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Hazreti
Mevlana’nın söylediği sözlerin özeleştiri yaptığından insanı incittiğini, ancak
bunun intihap toplamış yaraya bıçak vurulup akıtılması sağlandığını, sonra
yaraya ilaç konup iyileştirildiğini, amacın kişiyi incitmek, aşağılamak,
suçlamak olmadığını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ