13 Şubat 2017 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 2500 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretler kendini anlatıyor)

2500. Yüzüne kendi yalımlardan (Alevlerden, ateşimden), kendi ışıklarımdan nurlar veririm, başını on tane yarlıgama parmağıyla kaşır dururum (Nasıl suçları affedeyim diye düşünür dururum).

Razılık göğünde binlerce inayet (Yardım, iyilik) bulutu var;
Yağarsam o bulutlardan boşanırım da senin başına yağarım.

Lütfum (İyiliğim), seni onarmak (Bozulmuş, eskimiş olanı düzeltip işler ve kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek), seni iyileştirmek (İyileşmeni sağlamak, sağlığına kavuşturmak) için belini bağlamıştır (Hizmet etmeye yönlendirmiştir);

Zaten onarıp iyileştirme, kavuşturup buluşturma bereketlerinin kaynatıp coştuğu gözüm (Bakış açım, kişi ve olaylara yaklaşımım), kaynağım (Enerjinin oluşup çevreye yayıldığı yer) ben.

Bana, hastayım dediğin geceden beri binlerce şifa veren (Bedensel ve ruhsal hastalığın son bulmasına ilaç) şerbet, sevgilerle, esirgemelerle kaynayıp coşuyor.

Gel yanıma da, gözlerine yeni bir sürme çekeyim (Hakikati olduğu gibi görme tekniği öğreteyim);
Çekeyim de sırlarımı görüp anlamak için gözlerin aydınlansın.

Öylesine lütfum çok, öylesine keremim bol ki yabancıların bile ellerinden tutmadayım;
İş böyleyken bildiklerimin en yakınlarından lütfumu nasıl olur da esirgerim.

Ambarımın ölçeği senin çuvalında bulundu diye seni hırsız tuttum da memurlara teslim ettim.

Sen kahrımdaki sebebi anlamadın, şaşırıp kaldın, buna imkân yok diyordun;
Hâlbuki o kahırda (Üzüntü, sıkıntı, acı da) binlerce lütuf (İyilik) vardı.

Bünyâmin (Hz. Yusuf’un kardeşi), o zahmet yüzünden Yusuf’unu bulmadı mı?
Benim bütün işlerimi lütuf bakışıyla (İyilik olarak düşünerek değerlendir) seyret.

Yusuf, halvette (Baş başa kalınca) Bünyamin’e (Kardeşine) yaptığı işi açtı-döktü, tamamıyla anlattı da ben kimseyi boş yere gamlarla incitmem dedi.
                          ***     
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Mevlana Hazretlerinin kendi sevgi ateşinden ateş vererek bizi de katılığımızı ışığa çevirdiğini, bu ışığa da kendisinden katkılar sağladığını öğrendik.
2.    Mevlana Hazretlerinin kişinin hastayım veya iyiyim diye ifadesine bakmadan iyilik adına ona yerleşmiş hastalığını iyileştirdiğini öğrendik.
3.    Mevlana Hazretlerinin kişilere ve olaylara nasıl bakılması gerektiğini, sadece fayda da kalmadan doğruya oradan da hakikati olduğu gibi görüp kabul edecek bakış tekniğini verdiğini öğrendik.
4.    Gözlerimiz ne kadar kuvvetli olursa olsun, görmemizi sağlayanın ışık olduğunu, aklın bu ışıkla görmeden oluşan bilgiyi işlediğini öğrendik.
5.    Hakikati olduğu görme yetkisini elde ettikten sonra da sırlara sıra geldiğini, sırrın sırrı olduğunu, sonra da sırrın sırrının sırrı olduğunu bunlara ulaşmak için de Hazreti Mevlana’dan öğreneceğimiz çok şeyler olduğunu öğrendik.
6.     Mevlana Hazretlerinin kişiyi esir eden, hareketsiz bırakan sözlerinden korkmamamız gerektiğini, kardeşçe bir yaklaşımın açıklanması gereken durum olduğunu, toprak altında hapsolmuş tohum gibi bir zaman böyle olunmasının gerektiğini öğrendik.
                                *
İşte böyle yaren;
Hazreti Mevlana’nın söylediği sözlerin özeleştiri yaptığından insanı incittiğini, ancak bunun intihap toplamış yaraya bıçak vurulup akıtılması sağlandığını, sonra yaraya ilaç konup iyileştirildiğini, amacın kişiyi incitmek, aşağılamak, suçlamak olmadığını öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar