(Mevlana Hazretleri
Allah’a sevgi ve bağlılığını anlatıyor)
2460.
Balığa benziyorum, dalga, beni karaya vursa da gene sudan başka sığınacağım yer
yoktur, gönlüm sudan başka bir yer istemez.
Başımı
alıp da nerelere gideyim, gönlüm-canım mı var?
Ben
de, beden de, gönül de ancak padişahlar padişahı güzelimin gölgesine
sığınmışız.
Yıkılmış,
kendimden geçmişsem, sarhoş olup gitmişsem, kendimden geçmişim, sarhoşluğum
senden;
Bir
şey biliyor, bir şey duyuyorsam bilişim, duyuşum gene senden.
Eğer
bende bir gönül kalmışsa gönlümü alan sen değil misin?
Bir
saman çöpüysem mesela, kehribarım gene sen değil misin?
Bugün
yağlı-ballı çörek yiyormuşum gibi ağzıma gelen tat, sayıya sığmayacak derecede
tatlı olan o güzelim dudaklarının tadından, lezzetinden değil de nedir?
Gönlümden
iki dünyayı da sürdüm, çıkardım da he (ه)
gibi geçtim.
Allah’ımın
yanına oturdum adeta.
Ne
mevki düşünüyorum, ne sultanlık, ne de ululuk;
Mevki
olarak da yeter bana aşkının devleti, rütbe olarak da.
Kul
hüvallah gibi baştanbaşa tenzih (Suç ve noksanlıklardan
uzak) denizine (Büyüklüğü ve derinliğe sahip
yere ) dalmış, gark olmuş gitmişiz;
Müşebbihe
gibi (İslâm dininde Allah'ı yaratılmış
olanların sıfatlarıyla anan ve kendisinin yarattıklarına benzeten i'tikat
mensuplarının oluşturdukları i'tikadî mezheplerin tamamına mal olan bir
tâbirdir) benzerler ispatına uğraşıp da baş aşağı düşmemişiz biz.
Tatara
benzeyen gamın (Üzüntün), kızar da yağmaya,
çapula başlarsa ben, tıpkı otağ gibi aşkla-sabırla kemerimi kuşanmışım, ayak
direr, dururum.
Tembelim,
kervanın içinde geç kalkan biriyim amma vakitli-vakitsiz, bütün yolculuklarım
da sanadır.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İmanlı kişinin
sevdiğinin inandığının, andığının çekiciliğine kapılacağını öğrendik.
2.
Allah’a
sığınmamız gerektiğini öğrendik.
3.
Allah’ı bir
sevgili gibi düşünmemiz, onun isteklerini yerine getirmemiz gerektiğini
öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Her
ne yöne giderse gitsin imanlı kişinin Allah’a gideceğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ