(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerine anlatıyor)
2390.
Doğuların-batıların övündüğü Tebrizli Şems için senin utangaç nurlarla dopdolu
yüzüne âşık değil miyim ben?
Aşkının
mahallesine gelmedim ki geri döneyim;
Kıblemden
nasıl olur da yüz çeviririm, namaz kılıyorum ben.
Yüzlerce
Taraz’a (Doğu Türkistan’da mum yapımcısı şehir de)
mum olan, her yanı aydınlatan sevgiliden, hiçbir sebeple yüz çevirip
karanlıklara dönmemi körden başka kimsecik istemez.
Hangi
akıl-fikir, lâyık (Uygun) görür ki susuz olduğum
halde o hiçbir şeye ihtiyacı olmayan denizin tapısından başka bir tapıya
gideyim?
Aşk
Burak’ını seçtim ki ebediyete dek (Sonsuza kadar)
o büklüm-büklüm, simsiyah saçlara Türkçesine at sürüp varayım.
Seher
çağı, onunla gizlice konuşup görüşmeye, ona yalvarıp yakarmaya gittim mi?
Gözler
bağlayan kaza ve kader, gözlerimi bağlasa bile onun amber gibi simsiyah
saçlarına gözlerimi açar, onlara dalar giderim.
Sahibimiz
Tebrizli Şems’in ayağının bastığı toprağa and olsun, onun yüzünden elden çıktım
da başım dik, rütbem yüce bir halde gitmedeyim.
Sakalımdan
çek elini, şarap içtim, sarhoşum, kendimden geçmişim;
Hem
de öylesine ki başımı da kaybetmişim, sakalımı da, bıyığımı da.
Ne
başköşeden haberim var, ne eşik dibinden;
Meyhane
eşiğine yüz tutmuşum ben.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretleri Şems Hazretlerinin gönlüne bakınca orada sadece Allah sevgisini
görüp başka hiçbir sevginin olmadığına şahit olduğunu, kendisine bu özelliği
yüzünden âşık olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Aşkın
sarhoş eden yapısına kapılanların, Tanrı şarabından içenlerin sevgili ile bir
araya gelmekten başka bir şey düşünmediğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ