(Mevlana
Hazretleri Şems Hazretleri ile konuşmasını anlatıyor)
2340.
Hani haberin ulaşınca öylesine hayallere düşmüştüm ki hayaller kuran gönüle
bile gelmez onlar;
Onun
hakkı için;
Hani
dudağını ısırmıştın da al kadehi, iç, olgun-ham sözlerini bırak demek
istemiştin,
Onun
hakkı için;
Hani
sen görmüştüm de kalem elinden düşmüştü;
Aşkın
eliyle muradıma erişmediğimi sana yazmaya girişecektim artık;
Onun
hakkı için;
Hani
o dilediğin, istediğin hüthüde (Yüce yerden haber
getiren kuşa), şu tuzaktan kurtar canını diye kötü sanılar göndermiştin;
Onun
hakki için;
Hani
rintler (Sarhoşluk) vardır, Oruç ayında, gün ortası, halka karşı, halkın önünde
şarap içerler;
O
rintlerin hatırı için;
Onlar,
binlerce şişe kırarlar a bir türlü oruçları bozulmaz;
Çünkü
o kadehi aşk şişecisi yapmıştır.
Oruç
ayında, Yahidi’cesine geceleri şarap içme;
Muhammed’in
meclisine gel de gündüzün iç, gündüzün.
Hani
ben söz söylerken sen, a saf gönüllü, gemi kas artık (Hızlı
gidişi yavaşlat) diye gülmeye koyulmuştun, gülmüştün de gülmüştün.
Ben
de demiştim ki:
Mademki
benim ağzımı dikmiyorsun, tamamıyla dost olmayanın kulaklarını tıka.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Sevgi ve saygı
duyduğumuz kişi hakkında ne düşünür ve yaparsak bir hak oluşturacağını, bu hakkın
saygı ve sevgi içinde olduğu zaman keyif verici olduğunu, içmeden o insana
sarhoşluk vereceğini öğrendik.
2.
Esenlik, sağlık,
canlılık, tasasızlık, iç rahatlığı, huzur, afiyet, sıkıntısız kendimizi rahat
hissetmek için şarap içmemize gerek olmadığını, Hazreti Muhammed’in toplandığı
yere gidenin içmeden o sarhoşluğu elde edeceğini, keyif süreceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Tamamen
dost olmayanın yanında ağzımızı kapalı tutmamız veya esenlik dileyerek oradan
ayrılmamız gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ