(Mevlana Hazretleri
kendini ve Şems Hazretlerinin etkilerini anlatıyor)
1960.
Dost, senin düşmanınla oturmaya, düşüp kalkmaya başladı mı kaç ondan;
Ateş
gibi sıcak hava, hararet verir insana.
Kendimi,
kıl çeker gibi hamurundan çekip çıkarayım;
Çünkü
gördüm ben, şarabının zevkinde mahmurluk (Etkisi ile insanı
sersem hale sokması) var.
Fakat
ne edeyim, neyleyeyim ki gamın (Verdiğin üzüntü), perçeminden (Başımın
üstündeki saçtan) tutar, çeke-çeke sana sürükler, getirir beni;
Gamın,
ağzından ateşler saçan bir ejderhadır.
Bin
keredir, ok gibi o yaydan fırlar, kaçarım, bin keredir gene o av tutan
bakışlarına av olur, tutulur, gelirim sana.
Büyü
muskam, sevgilinin hayalini evime öylesine getirir ki o hayal hem gelmemek
ister, hem gelmek.
Şu
aman bilmez aşktan haberi vardır da o yüzden gamın, ben yolculuğa çıkınca dudak
ucuyla gizli-gizli güler bana.
Tövbem,
padişahlığına karşı adeta bir maskaradır (Eğlendirici,
sevimli, güldürücü, hoştur);
Çünkü
aşk, ne sabır nedir, bilir, ne ibret alıp uslanır (Yanlıştan
ders alıp yadırganan, ayıplanan davranışından vazgeçmez).
Söz
söyleme, söyleyeceksen sabırdan, tövbeden bahsetme;
Mecnun’un
tövbesine ait söz, sıkar, yaralar adamı.
Gece,
âşık için de ferahlıktır (Sıkıntısız, tasasız olmaktır),
uzundur, hırsız için de (Öyle);
Hele
gel bakalım, gece geldi çattı, ikimiz de girişelim işe.
Ben
padişahın hazinesinden akıykle (Akik taşı) inci
çalayım (Aşırayım), aşağılık bir adam değilim ki
bezzâz’ın (Kumaş alıp-satan, manifaturacının)
kumaşını aşırayım.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Sevdiğimizin ne
yaparsa yapsın, düşmanımızla bile birlikte görsek de, birçok sıkıntı da verse
çekiciliğini yitirmediğini öğrendik.
2.
Sevdiğimizin
hayalinin bizden hiç ayrılmadığını öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Hırsızlık edeceksek bile çok değerli olanı,
çok değerli kişinin hazinesinden aşırmamız, adi aşağılık hırsızlık etmememiz
gerektiğini öğrendik, anladık.
*
RAVLİ