14 Ocak 2017 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1960 İNCİ BEYİT

 (Mevlana Hazretleri kendini ve Şems Hazretlerinin etkilerini anlatıyor)

1960. Dost, senin düşmanınla oturmaya, düşüp kalkmaya başladı mı kaç ondan;
Ateş gibi sıcak hava, hararet verir insana.

Kendimi, kıl çeker gibi hamurundan çekip çıkarayım;
Çünkü gördüm ben, şarabının zevkinde mahmurluk (Etkisi ile insanı sersem hale sokması) var.

Fakat ne edeyim, neyleyeyim ki gamın (Verdiğin üzüntü), perçeminden (Başımın üstündeki saçtan) tutar, çeke-çeke sana sürükler, getirir beni;
Gamın, ağzından ateşler saçan bir ejderhadır.

Bin keredir, ok gibi o yaydan fırlar, kaçarım, bin keredir gene o av tutan bakışlarına av olur, tutulur, gelirim sana.

Büyü muskam, sevgilinin hayalini evime öylesine getirir ki o hayal hem gelmemek ister, hem gelmek.

Şu aman bilmez aşktan haberi vardır da o yüzden gamın, ben yolculuğa çıkınca dudak ucuyla gizli-gizli güler bana.

Tövbem, padişahlığına karşı adeta bir maskaradır (Eğlendirici, sevimli, güldürücü, hoştur);

Çünkü aşk, ne sabır nedir, bilir, ne ibret alıp uslanır (Yanlıştan ders alıp yadırganan, ayıplanan davranışından vazgeçmez).

Söz söyleme, söyleyeceksen sabırdan, tövbeden bahsetme;
Mecnun’un tövbesine ait söz, sıkar, yaralar adamı.

Gece, âşık için de ferahlıktır (Sıkıntısız, tasasız olmaktır), uzundur, hırsız için de  (Öyle);
Hele gel bakalım, gece geldi çattı, ikimiz de girişelim işe.

Ben padişahın hazinesinden akıykle (Akik taşı) inci çalayım (Aşırayım), aşağılık bir adam değilim ki bezzâz’ın (Kumaş alıp-satan, manifaturacının) kumaşını aşırayım.
                         ***                                                    
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Sevdiğimizin ne yaparsa yapsın, düşmanımızla bile birlikte görsek de, birçok sıkıntı da verse çekiciliğini yitirmediğini öğrendik.
2.    Sevdiğimizin hayalinin bizden hiç ayrılmadığını öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Hırsızlık edeceksek bile çok değerli olanı, çok değerli kişinin hazinesinden aşırmamız, adi aşağılık hırsızlık etmememiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar