7 Ocak 2017 Cumartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1830 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri nasıl aldatılacağını anlatıyor)

1830. O gürültü, patırtı, o bugün saltanat kimin davası, o kap-kaç, al-tut hengâmesi arasında;

Hamamcı, öfkeyle külhana girdi de mezardaki ölü değilsin ya, kalk diye bir tekme attı ona.

Külhancı sıçrayıp kalktı, baktı-gördü ki yanında ne hazine var, ne mülk;
Yalnız hamamın haznesi (Sıcak su deposu) soğumuş, buz kesilmiş sanki.

Yâsin süresinin sonlarındaki “ Bu, ancak bir bağrıştan ibaret” (Yasin 53) ayetini oku;
Sen de bir bağrışta gurur uykusundan uyanırsın (Allah’ın doğru söz söylediğine başına gelince anlarsın).

Biz de uyumuşuz, uyumuşuz amma uyutandan uyuyana, gizli-açık, binlerce derece fark var.

Uykuya dalan padişahın, padişahlığından haberi bile olmaz;
Aşağılık kişi de uyuyunca aşağılını hatırına bile getirmez.

Fakat ikisi de uykusundan uyandı mı padişah, tahta geçer, oturur, öbürü kahırlara (Üzüntülere, acılara), mihnetlere (Sıkıntılara) dalar gider.

Hikâyenin özü kaldı, söylemeye izin yok;
Davûd’un bilgisine bak, bir de Zebûr’un kısalığını seyret.

Gene Tebrizli Şems lütfederse eder (İyilik ederse o eder);
Yoksa söz, ağızda böylece kalakalır.

Kadeh kırıldı şarabım kalmadı, ben de mahmurum;
Harap olmuş işimi ancak Şemseddin mamur edebilir (Geliştirip güzelleştirebilir).
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Uyku ve uykuda gördüğümüzün uyanınca olmadığını görerek ikinci defa uyandığımızı öğrendik.
2.    Görev ve sorumluluğunu yapmayanların tekmeyi yediklerini öğrendik.
3.    Kişi uykuya dalmadan önce aldığı telkinlerle hayaller kurmaya hazırlandığını, uykuda aşılanmış hayalleri kişiliğine kabul ettirdiğini ve kabullendiğini, böyle kişinin uykudan ayrılmasının bir uyanıklık olmadığını, böylelerinin uyur-gezer olduklarını öğrendik.
4.    Telkine açık kişilerin çevresinin kendisine aşıladığı her ne olursa olsun kabul ettiğini, bütün gününü bu hipnotizmanın tesiriyle yaşadığını, kendisini aldattığını öğrendik.
5.    Kendine İyi bir önder bulamayanların gözleri açık beyni uyuyanlar olarak, verilen görevi yapabilecek kadar da doyurulmuş ve uyanıklık sınırı olan kişiler olduğunu öğrendik.
6.    Şems Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının kendilerine sevgi ve dostlukla bağlanıp hizmet edenleri önce uygun sonra olgun hale getirdiklerini, kişisel kazanım için en ufak sözlerinin ve eylemlerinin olmadığını, hastalıklı benliği yok edip yeni kimlik ve kişilik verdiklerini öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Çok kişiyi koşturmaca içinde gördüğümüzü ve bunları uyanık sanarak aklı başında doğru işler yaptığını sanarak kendimizi aldattığımızı öğrendik, anladık.

Basın yoluyla yapılan algı operasyonları dediğimiz de böyle uyur-uyanık gezen, telkine yatkın kişileri uyur-gezer bir halde tutarak (Hipnotizma) istenilen işleri yaptırdıklarını öğrendik, anladık.

Uyanınca sinirlenen kişilerin aslında uykularında gerçekleşmesini özlediği her neyse onu hayalinde tasarladığını, canlandırdığını sonra da tartışılmaz bir gerçeklik olarak kabul ettiğini, bunu sahiplenip savunduğunu, kabul etmeyenlerle savaştığını, bu görüşünü yaygınlaştırmaya çalıştığını, uyanınca da gerçek sandığının yok olduğunu gördüğünü öğrendik, anladık.
                               *                                                          
RAVLİ


Popüler Yayınlar