(Mevlana
Hazretleri nasıl aldatılacağını anlatıyor)
1830.
O gürültü, patırtı, o bugün saltanat kimin davası, o kap-kaç, al-tut hengâmesi
arasında;
Hamamcı,
öfkeyle külhana girdi de mezardaki ölü değilsin ya, kalk diye bir tekme attı
ona.
Külhancı
sıçrayıp kalktı, baktı-gördü ki yanında ne hazine var, ne mülk;
Yalnız
hamamın haznesi (Sıcak su deposu) soğumuş, buz
kesilmiş sanki.
Yâsin
süresinin sonlarındaki “ Bu, ancak bir bağrıştan ibaret”
(Yasin 53) ayetini oku;
Sen
de bir bağrışta gurur uykusundan uyanırsın (Allah’ın doğru
söz söylediğine başına gelince anlarsın).
Biz
de uyumuşuz, uyumuşuz amma uyutandan uyuyana,
gizli-açık, binlerce derece fark var.
Uykuya
dalan padişahın, padişahlığından haberi bile olmaz;
Aşağılık
kişi de uyuyunca aşağılını hatırına bile getirmez.
Fakat
ikisi de uykusundan uyandı mı padişah, tahta geçer, oturur, öbürü kahırlara (Üzüntülere, acılara), mihnetlere (Sıkıntılara) dalar gider.
Hikâyenin
özü kaldı, söylemeye izin yok;
Davûd’un
bilgisine bak, bir de Zebûr’un kısalığını seyret.
Gene
Tebrizli Şems lütfederse eder (İyilik ederse o eder);
Yoksa
söz, ağızda böylece kalakalır.
Kadeh
kırıldı şarabım kalmadı, ben de mahmurum;
Harap
olmuş işimi ancak Şemseddin mamur edebilir (Geliştirip
güzelleştirebilir).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Uyku ve uykuda
gördüğümüzün uyanınca olmadığını görerek ikinci defa uyandığımızı öğrendik.
2.
Görev ve
sorumluluğunu yapmayanların tekmeyi yediklerini öğrendik.
3.
Kişi uykuya
dalmadan önce aldığı telkinlerle hayaller kurmaya hazırlandığını, uykuda
aşılanmış hayalleri kişiliğine kabul ettirdiğini ve kabullendiğini, böyle
kişinin uykudan ayrılmasının bir uyanıklık olmadığını, böylelerinin uyur-gezer
olduklarını öğrendik.
4.
Telkine açık
kişilerin çevresinin kendisine aşıladığı her ne olursa olsun kabul ettiğini,
bütün gününü bu hipnotizmanın tesiriyle yaşadığını, kendisini aldattığını
öğrendik.
5.
Kendine İyi bir
önder bulamayanların gözleri açık beyni uyuyanlar olarak, verilen görevi
yapabilecek kadar da doyurulmuş ve uyanıklık sınırı olan kişiler olduğunu
öğrendik.
6.
Şems
Hazretlerinin, Mevlana Hazretlerinin ve dostlarının kendilerine sevgi ve
dostlukla bağlanıp hizmet edenleri önce uygun sonra olgun hale getirdiklerini,
kişisel kazanım için en ufak sözlerinin ve eylemlerinin olmadığını, hastalıklı
benliği yok edip yeni kimlik ve kişilik verdiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Çok kişiyi koşturmaca içinde gördüğümüzü ve bunları
uyanık sanarak aklı başında doğru işler yaptığını sanarak kendimizi
aldattığımızı öğrendik, anladık.
Basın yoluyla yapılan algı operasyonları dediğimiz de
böyle uyur-uyanık gezen, telkine yatkın kişileri uyur-gezer bir halde tutarak (Hipnotizma) istenilen işleri yaptırdıklarını öğrendik,
anladık.
Uyanınca sinirlenen kişilerin aslında uykularında
gerçekleşmesini özlediği her neyse onu hayalinde tasarladığını, canlandırdığını
sonra da tartışılmaz bir gerçeklik olarak kabul ettiğini, bunu sahiplenip
savunduğunu, kabul etmeyenlerle savaştığını, bu görüşünü yaygınlaştırmaya
çalıştığını, uyanınca da gerçek sandığının yok olduğunu gördüğünü öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ