(Mevlana
Hazretleri aşkla beslenen kişiyi anlatıyor)
1800.
Sen aşkla gıdalaş (Ruhumuzu, anlayışımızı,
kavrayışımızı, bilincimizi, belleğimizi, duygu ve davranışımızı aşk yolundan
beslen);
Aşk,
halis fârûkıy macundur (Zehirin öldürücülüğünü gideren
bir çeşit macun şeklinde yapılmış ilaçtır);
Zehrin
haddi (Yetkisi) değildir ki zarar vermekten dem
vursun (Söz etsin).
Söz
aşka erişince yüreğim oynamaya başladı;
Fakat
bu çeşit pervasız mızrap vuruştan nerde oynayacak tel?
Felek
döner durur da kutup yerinden kıpırdamaz;
Pergelin
bu çeşit dönüşünden nokta, yerinden oynar mı hiç?
Sen
söyle.
Sus,
bu da kaderin bir cilvesi;
Seni
savaşa, atlas kumaşlara düşürmüş, beni de şiire.
A
kerem (Büyüklük, ululuk, asillik) sahibi saki (İnsan ruhuna Allah’ı sevdiren, Allah nuru saçan kişi),
erkenden sun şarabı (Allah’ın sözlerini söyle)
bana, dün gece susuzluktan, mahmurluktan bir katre uyku bile girmedi gözüme.
Dudaklarım
açıldı da adını andım mı dudaklarımı şarapla bir hoşça ıslat;
Başımda
senin verdiğin mahmurluk var, sarhoşlukla kaşı onu.
Cisimlerime
(Boşlukta yer kaplayanlarıma) de dök şarabı,
arazlarıma (Varlığım için başka bir varlık vücuduna
ihtiyaç gösterdiklerime) da;
Öyle
bir dök ki ayık bir tek damarım bile kalmasın.
Eğer
ben harap olur yıkılırsam, fakat bir tek damarım ayık kalırsa onu, şu yıkık
ülkede öten bir baykuş (Uğursuzluk) say.
Şu
çöle dönmüş yeri lâ’l (Kırmızı) şarapla laleliğe
döndür, baharı beklememi reva (Yakışır, uygun, yerinde)
görme.
Bu
ağaç da senden gelişmiş, ona şu hırkayı veren de sensin;
Ağaçlar,
senin şarabınla açılıp saçılmış, çiçeklenmiş.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Akla beslenmemiz
gerektiğini, her türlü zehir aşkın bulunduğu yerde iş yapamayacağını öğrendik.
2.
Allah’tan söz
geldiği veya Allah’tan söz söylendiği vakit yüreğimizin atışlarının
fazlalaşması gerektiğini öğrendik.
3.
Soğuk kişilerin,
aşksız kişilerin kutuplar gibi soğuk ve donuk olduklarını öğrendik.
4.
Allah sözlerinin
insana heyecan vermesi gerektiğini, kendisi heyecan duymayan kişinin
sözlerinden hiç kimsenin heyecan duymayacağını öğrendik.
5.
İsmini andığımız
zaman içimizde, dudaklarımızda bir tatlanmanın meydana gelmesi gerektiğini
öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Her şeyin Allah’tan geldiğini, bize iletenlerin aşık
olduğumuzdan geldiği zaman kendimizden geçecek derecede sarhoşluk verdiğini
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ