(Mevlana
Hazretleri Allah dostunu sevgili etmemiz gerektiğini anlatıyor)
1770.
Senin hırsına karşı fil bile bir lokmadır fakat sen, fili avlayan ebâbil kuşuna
(Kâbe’yi yıkmaya gelen orduya saldıran kuşlara)
benziyorsun.
Yokluktan
doğdun, uzun bir kıtlıktan geldin;
İster
tavlı (Şişman) kuş olsun, ister yılan, akrep;
Hepsini
siler-sömürürsün.
Sıcak
tencereye kavuştun;
Gâh
ağzını yıkarsın, gâh dudağını, üstünü-başını, sarığını islere bular,
karartırsın.
Cehennemin
midesi gibi hiçbir şeyle doymadın gitti;
Yapma,
sonra sınıkları (Yenilmişleri, bozguna uğrayanları)
onaran, güç-kuvvet sahibi olan Tanrı, ayağını basar (Yardıma
gelir) sana.
Nitekim
yaratıcı Tanrı, cehennemin üstüne ayağını kor da cehennem, çek ayağını, doydum
diye bağırır.
Erenlerin
(Olağan üstü sezgilerle hakikati görenler),
hasların (İyi nitelikleri kendinde toplamışların)
gözlerini doyuran (Tatmin eden), Tanrı’dır.
Onlar
varlıklarından da (Ben ve ben merkezli davranmaktan
mala-paraya güvenmekten) kurtulmuşlardır, şu leşe haris olmadan da (Tembel fırsatçı ve uyanık davranmaktan kurtulmuşlardır).
Ne
bilgiye, hünere hırsları (Beceri-ustalık isteyen işlere
aşırı tutkuları yoktur), ne cennete;
Eren
(Kendi hakikatini olduğu
gibi gören), eşek de istemez, katır da;
Aslana
binmiştir o.
Sus,
onun lütuflarını (İyiliklerini) ihsanlarını
saymaya kalkışsam sayı-soru gününe (Ömrümün sonuna)
dek (Kadar) saysam gene bitiremem.
Gel
ey Tebriz’in övündüğü Şemseddin;
Tanrı’ya
and olsun, şu yusyuvarlak gök kubbedeki güneş bile senin adi, aşağılık bir
kulun-kölen (Senden aşağıda olan, sana sevgiyle, dostça
bağlanıp hizmet edenin).
Sevgili
sana ne vefâ (Sevgiyi sürdürür, sevgi ve dostluk
bağlılığını yok) eder ondurur (Sevgine
bağlılığına, dostluğun karşılığı iyi duruma getirmez), ne cefâ eder (Vicdana aykırı kötü duruma düşürür), umdurur (İsteyiş ve bekleyiş içine sokmaz);
Ne
inkârda (Yaptığı işi, söylediği sözü veya tanık
olduğunu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini, görmediğini söyleyerek ortada)
bırakır seni, ne ikrara bağlar (Seni doğruyu saklamayıp
açıkça söz söylemeyi zorunlu etmez).
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
İnsanın yoktan
var olduğunu, uzun bir süre aç kaldığını, açlığın her şeyi yedirdiğini
öğrendik.
2.
İnsanın sahip
olduğu hırsın çok güçlü olduğunu, kontrol edilip doğru işlere yönlendirilmesi
gerektiğini öğrendik.
3.
İnsanın doymaz
olduğunu, ancak Allah dilerse doygunluğa ulaşabileceğini öğrendik.
4.
Ermiş insanlara
doygunluğu Allah’ın verdiğini öğrendik.
5.
Erenlerin
hakikati bildiklerinden fırsatçı isteklere kendilerini kaptırmadıklarını, hırsa
kapılıp mal-para biriktirmediklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin yere ve göğe hükmettiğini, bizden
istediği, beklediği bir şey olmadığını, bizi kendisine bağlamaya çalışmadığını
öğrendik, anladık.
(Hakiki Allah dostunun
kendisine sevgi, sevgi ve dostluk ile bağlanıp hizmet edenleri kendisine değil
Allah’a bağladığını öğrendik, anladık)
*
RAVLİ