4 Ocak 2017 Çarşamba

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 1770 İNCİ BEYİT

(Mevlana Hazretleri Allah dostunu sevgili etmemiz gerektiğini anlatıyor)
1770. Senin hırsına karşı fil bile bir lokmadır fakat sen, fili avlayan ebâbil kuşuna (Kâbe’yi yıkmaya gelen orduya saldıran kuşlara) benziyorsun.

Yokluktan doğdun, uzun bir kıtlıktan geldin;
İster tavlı (Şişman) kuş olsun, ister yılan, akrep;
Hepsini siler-sömürürsün.

Sıcak tencereye kavuştun;
Gâh ağzını yıkarsın, gâh dudağını, üstünü-başını, sarığını islere bular, karartırsın.

Cehennemin midesi gibi hiçbir şeyle doymadın gitti;
Yapma, sonra sınıkları (Yenilmişleri, bozguna uğrayanları) onaran, güç-kuvvet sahibi olan Tanrı, ayağını basar (Yardıma gelir) sana.

Nitekim yaratıcı Tanrı, cehennemin üstüne ayağını kor da cehennem, çek ayağını, doydum diye bağırır.

Erenlerin (Olağan üstü sezgilerle hakikati görenler), hasların (İyi nitelikleri kendinde toplamışların) gözlerini doyuran (Tatmin eden), Tanrı’dır.

Onlar varlıklarından da (Ben ve ben merkezli davranmaktan mala-paraya güvenmekten) kurtulmuşlardır, şu leşe haris olmadan da (Tembel fırsatçı ve uyanık davranmaktan kurtulmuşlardır).

Ne bilgiye, hünere hırsları (Beceri-ustalık isteyen işlere aşırı tutkuları yoktur), ne cennete;
Eren (Kendi hakikatini olduğu gibi gören), eşek de istemez, katır da;
Aslana binmiştir o.

Sus, onun lütuflarını (İyiliklerini) ihsanlarını saymaya kalkışsam sayı-soru gününe (Ömrümün sonuna) dek (Kadar) saysam gene bitiremem.

Gel ey Tebriz’in övündüğü Şemseddin;
Tanrı’ya and olsun, şu yusyuvarlak gök kubbedeki güneş bile senin adi, aşağılık bir kulun-kölen (Senden aşağıda olan, sana sevgiyle, dostça bağlanıp hizmet edenin).

Sevgili sana ne vefâ (Sevgiyi sürdürür, sevgi ve dostluk bağlılığını yok) eder ondurur (Sevgine bağlılığına, dostluğun karşılığı iyi duruma getirmez), ne cefâ eder (Vicdana aykırı kötü duruma düşürür), umdurur (İsteyiş ve bekleyiş içine sokmaz);

Ne inkârda (Yaptığı işi, söylediği sözü veya tanık olduğunu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini, görmediğini söyleyerek ortada) bırakır seni, ne ikrara bağlar (Seni doğruyu saklamayıp açıkça söz söylemeyi zorunlu etmez).
                         ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    İnsanın yoktan var olduğunu, uzun bir süre aç kaldığını, açlığın her şeyi yedirdiğini öğrendik.
2.    İnsanın sahip olduğu hırsın çok güçlü olduğunu, kontrol edilip doğru işlere yönlendirilmesi gerektiğini öğrendik.
3.    İnsanın doymaz olduğunu, ancak Allah dilerse doygunluğa ulaşabileceğini öğrendik.
4.    Ermiş insanlara doygunluğu Allah’ın verdiğini öğrendik.
5.    Erenlerin hakikati bildiklerinden fırsatçı isteklere kendilerini kaptırmadıklarını, hırsa kapılıp mal-para biriktirmediklerini öğrendik.
                              *                                 
İşte böyle yaren;
Şems Hazretlerinin yere ve göğe hükmettiğini, bizden istediği, beklediği bir şey olmadığını, bizi kendisine bağlamaya çalışmadığını öğrendik, anladık.

(Hakiki Allah dostunun kendisine sevgi, sevgi ve dostluk ile bağlanıp hizmet edenleri kendisine değil Allah’a bağladığını öğrendik, anladık)
                               *                                                          

RAVLİ

Popüler Yayınlar