(Mevlana
Hazretleri Allah dostu Tebrizli Şems Hazretlerini anlatıyor)
1730.
Mademki sofrana sahibim, ekşi korum (Koyarım),
tatlı da;
Uluların
sofrasından herkes, kendi payını yesin.
Ramazanda
halkın ağzını diktiğin iğneyle gel de benim de ağzımı dik, söze karnım tok.
Fakat
baştan ayağa dek ağız kesilmişim, hangi birini dikeceksin?
Bir
deliği olan iğneye benzemiyorum ki ben.
Ümmetin
en hayırlıları bile Tebrizli Şems’e muhtaç;
Bu
gam yüzünden kavun bile çatladı, yarıldı;
Hayrın,
hıyarın yeri mi artık?
Bu
ana dek sevgiliden o kadar dert çektim, o kadar elem gördüm ki nihayet
dert-elem, gözyaşımla ciğerimin kanına kondu, oraları, yurt edindi gitti.
Binlerce
ateş, binlerce duman, binlerce gam;
Adı
aşk.
Binlerce
dert, binlerce bela, binlerce cefa;
Adı
sevgili.
Kim
canına susamışsa buyursun;
Can
verme meydanı, ağlayıp inleyenleri öldürme çağı, haydin, gelin.
Sen
bana bak, o bence yüzlerce cana değer;
Sevgilinin
beni öldürmesinden ne korkuyorum, ne kaçıyorum ben.
Bu
aşkın işkencesi, Nil suyu gibi ikiyüzlü;
Ehline
(Usta olana, Musa’nın dinine inanalar) su gibi,
ehil olmayanaysa (Usta olmayana, Musa’ya inanmayana)
tıpkı kan.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler
öğrendik;
1.
Bizi yetiştiren
kişinin uygunsuz, yakışıksız, sevimli, hoşa gidecek şatlar oluşturacağını, bu
yerden gıda alacak olanın bunları peşinen kabul etmesinin gerektiğini öğrendik.
2.
Her tarafı yırtık
olan giysinin kolayca yamanıp işe yarayan bir giysi haline gelmeyeceğinden, o
giysiyi yakıp yok ettikten sonra o kişiye yeni bir giysi verilmesi gerektiğini
öğrendik.
3.
Peygamberimiz Hz.
Muhammed’e iyiliklerle bağlanmış olanın bile Tebrizli Şems’e muhtaç olduğunu,
sıkıntılarından, dertlerinden bu ulu kişi sayesinde kurtulabileceğini öğrendik.
4.
Allah’a olan
aşkın belalarla, dertlerle üzüntülerle, acılarla dolu bir zaman ve yol olduğunu
Hazreti Mevlana’dan öğrendik.
5.
Mısır’da Musa
Peygambere inananların Nil nehrinin suyunu su gibi içtiklerini, inanmayanların
ise aynı suyu kan içer gibi içtiklerini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Allah yolunda olanları usta bakışa sahip olmayanların
sıkıntıda olduğu şekilde gördüklerini, oysa onların mutluluk ve hoşluk içinde
olduklarını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ