(Mevlana
Hazretleri Tebrizli Tanrı Şems’ini anlatıyor)
1230-
Tertemiz dostcağızla arı-duru şaraptan başka bir şey vermeyin;
Onlara
şarap sunarsanız birden verin, ayrı-ayrı sunmayın.
Böyle
bir şarapla dolu olan bu çeşit kadehe başka şarap katmak haramdır;
Tanrı
âşıklarına Tanrı şarabından başka bir şey vermeyin.
Yola
düşmüş çıplaklar, güneş ışığını elbise edinirler;
Aşk
yolunun çıplaklarına değerli elbiseler vermeye kalkışmayın.
Hiçbir
seher yeli, onların izlerinin tozuna bile erişemez;
Canlarının
aşkına olsun, seher yelinden bahsetmeyin, o çeşit bir vaatte bulunmayın onlara.
Vuslat
ümidiyle rahata kavuşan, karar eden bir aşık, belki de bulunur;
Fakat
bu ümitle karar edemem ben, bana ümit vermeye girişmeyin siz.
Şarap
ortada, sevgili sarhoş, bense âşığım;
Artık
bahanelerle avunamam, bahaneler icat etmeyin bana.
Şarap
ateştir, biz de ateşten doğmuşuz;
Halden
anlar arkadaşsanız şaraptan başka bir şey sunmayın bize.
Melhem
(Yaraya konan ilaç), bu çeşit gaziler içindir;
Yarası
olmayana ilaç vermeyin.
Mademki
Tebriz’in övündüğü Şemseddin geldi, iki dünyayı da onunla buluşmadan başka bir
şeye feda etmeyin, iki âlemi de ona bağışlayın ancak.
Cana
perde kesilir candan kopup gelen söz.
İnciyi
(Değeri ve şekli değişmeyen mücevher söz), deniz
kıyısını göstermez denizden olan sis.
*
Neler
öğrendik;
1.
Tertemiz dostun
Tanrı şarabın başka bir şey verilmemesi gerektiğini öğrendik.
2.
Allah yoluna
düşmüş kimselere toplumun değerlerini yüklemeye kalkışmanın yanlış olduğunu
öğrendik.
3.
Sevgiliye buluşma
ümidinin heyecanının daima olması gerektiğini öğrendik.
4.
Şemsi Tebrizi
Hazretlerine âşık olarak onunla buluşmak istemekten için fedakârlıkta bulunmamız
gerektiğini öğrendik.
5.
Sözler,
anlatımlar ne kadar değerli ve değişmez olsa da hakikati tamamen gösterip
yaşatmadığını öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Sözlerin
yasayacağımız, ulaşacağımız bir çok hedefe engel olabileceğini, çok kıymetli
sözün bile manevi âlemin görülmesine engel olacağını Hazreti Mevlana’dan
öğrendik, anladık.
*
RAVLİ