(Mevlana
Hazretleri aşkı anlatıyor)
1180-
Aşkın tespihini kaptı, ağzıma nağmeler, beyitler verdi;
Çok
lahavle dedim, çok tövbe ettim amma gönül, hiçbirini duymadı gitti.
Aşkın
elinden ellerimi çırpmaya, gazeller söylemeye koyuldum;
Aşkın,
ârımı (Utancımı) yaktı, namusumu da, fikrimi de,
bütün varımı yoğumu da.
Çöp
atlamazdım (Gözümden hiçbir şey kaçmayacak kadar çok
titiz ve dikkatliydim), zahittim (Allah’ın yap
dediklerini yapar, yapma dediklerini yapmazdım), dağ gibi ayağımı
diremiştim;
Fakat
hangi dağ var ki senin anışın, onu saman çöpü gibi kapıp gitmesin?
Dağ
bile olsam hep senin sesinle seslenirim ben;
Saman
çöpü kesilsem hep senin ateşine yanarım, o ateşte duman olur, tüterim ben.
Varlığını
gördüm de utancımdan yok oldum;
Fakat
bu yokluğun aşkıyla varlığa can verdi.
Nereye
yokluk gelse varlık, yok olur orada;
Bu
ne yokluktur ki gelip de varlık, artıkça arttı onun yüzünden.
Gökyüzü
mavi, yeryüzü de kör gibi yol üstüne oturmuş, senin Ay yüzünü görense bu körden
de kurtuldu, o mavi gökten de.
O
dünyanın gözünden gizli bir erdir, tıpkı can gibi;
Ateşe
tapanlarla Yahudilerin arasında, Tanrının gönderdiği Ahmed’e (Peygambere) döner o.
Seni
övmek, gerçekten de adamın kendisini övmesidir, çünkü güneşi öven, kendi gözünü
övüyor demektir.
Seni
övmek bir denizdir sanki dilimizse gemi;
Deniz
yolcusu yürür gider, sonucu da iyi olur, hayra döner.
*
Neler
öğrendik;
1.
Aşkta tövbenin
etkisinin olmadığını öğrendik.
2.
Aşk insana
gelince utanç ve namus duygusunun gittiğini öğrendik.
3.
Allah yolunda çok
dikkatli davrananın bile aşk darmadağın ettiğini öğrendik.
4.
Her şeyin yeniden
tasarlanıp yeryüzüne gelip görünür olduğu yokluk âleminden bir şey geldiği
zaman orada varlığın yok olduğunu fakat aşk geldiği zaman varlığın arttığını
öğrendik.
5.
Şems Hazretlerini
rüyada bile görmenin ulu bir eri görmek, körlükten kurtulmanın göstergesi
olduğunu öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Kimden
övgüyle bahsedersek aslında kendi görüş ve düşüncemizin kuvvetini açıklamış,
göstermiş olduğumuzu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ