(Mevlana Hazretleri aşkı anlatıyor)
1120-
Sana gizlice söyleyeyim, gül, neden gülüp durmadadır?
Gül
yüzlü sevgilisi elindedir, onu kokar durur da ondan.
Gazel
söyle de halk, yüzyıllar boyunca okusun;
Tanrı’nın
dokuduğu kumaş ne yıpranır ne eskir.
Bahçe
ortasında kızıl gülün bir hay-huyu var;
Ağzımı
koklayın benim, ne kokuyor demede!
Bahçedekilerin
hepsi de sarhoş, fakat gül kadar değil;
Çünkü
her biri bir kadeh içti, onunsa (Şarap) testisi
var.
Mademki
yıl, neşe yılı, gün, çalgı-çağanak günü, ne mutlu bana da, zevki, işreti huy
edinen kişiye de.
Ay
yüzlü ebedi bir sakisi olan (İnsan ruhuna Allah’ı
sevdiren, Allah nuru saçan kişi) ne diye bizim gibi gül meclisini yurt
edinmez?
Binlerce
kutlu can (Mevlevi), o cana feda olsun ki
meclisimize gelir de için emrini duyar.
Güle,
kime gülüyorsun diye sordum;
Cevap
verdi de dedi ki:
İki
kocalı (Benlikle ne nefsiyle evli olan) çirkine
gülüyorum.
Bize
karşı nasıl bir aşk beslemede, bizde ne arayıp taramada ki binlerce defa senin
ilkbaharını güz (Sonbahar) haline getirdi.
Gül
bir kadeh getirdi de şarap içer misin dedi:
İçerim
elbet, niçin içmeyecekmişim;
Benim de boğazım var.
Benim de boğazım var.
*
Neler
öğrendik;
1.
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin yüzyıllar boyunca söyleneceğini, çünkü Allah’tan
öğrendiği sözleri söylediğini öğrendik.
2.
Güzel olanı
seven, güzele bakanın gül sevdiğini öğrendik.
3.
Allah’ın aşk
şarabından içenin güzelleşeceğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Allah
sevgisini insan ruhuna veren, Allah nuru saçan kimsenin sevileceğini, ona aşık
olunacağını, sevgi ve dostlukla bağlanılacağını, ona hizmet edileceğini, secde
edilecek insanın bu insan olduğunu, ebedi hayatı elde edilmesini öğretecek ve
sağlayacak olanın bu kişi olduğunu öğrendik, anladık.
*
RAVLİ