(Mevlana Hazretleri Ebu lehep’i anlatıyor)
1080-
Gönlü, yüreği karaydı, ocağı kördü, büsbütün karardı.
Boş
bir kazandı, evin bir bucağında baş aşağı çevrildi, kalakaldı.
Cıva
gibi oynayıp duruyordu;
Fakat
temelinden canı yoktu onun;
Eğreti
bir oynaştır gösterdi, derken bu oynayış bitti, böylece kaldı gitti.
Baş
çekmesi, hilesi-düzeni yüzünden gönlü, kan çanağına döndü de gene imana gelmedi
Abû-Lehep;
Gönlü
Ahmed’in (Hz. Muhammed’in) cilasıyla bir türlü
cilalanmadı.
Bir
yün parçasıyla ayna temizler gibi düşüncenin yüzünü sileyim de ayna gibi
göstereyim sana, kim râm oldu (Buyruğun altına girdi),
kim baş çekti (Ayrılıp gitti), inada düştü (Direnebildi);
Bir
seyret.
O
kişiyim ben ki hatırıma gelenden başka bir şey söylemem;
Hatırım
da bir solukta akıl kesilir, zaman da olur, çılgınlığın ta kendisi olur.
Başın
için, sen benim içimi apayrı bir nehir say;
Hem
de bu şehir, suyla-toprakla kurulmadı, ol emriyle oldu (Yasin suresi 82).
O
ne yaptı, ne yana gitti, bu, şu beden âleminde ne hale geldi;
Bu
çeşit dış âleme, şunun-bunun iyiliğine-kötülüğüne ait hiçbir sözüm yoktur
benim.
Sus
ki bir şey bilmez, bir şeyden anlamaz kişinin gönlü, kınamayı kendine çeker,
alınır;
Eğri
görüşlüler daima vardı, şimdi olmadı ki zaten.
Bana
senin akıyk (Akik) dudakların gerek, şekerden ne
fayda var?
Bana
senin yüzün gerek, Ay’ın ne faydası olacak?
Bana
senin zekâtın gerek (Allah’ın emriyle vereceğin uygun,
lüzumlu), ne yapayım hazineyi?
Bana
senin belin gerek, kemerin ne faydası var?
*
Neler
öğrendik;
1.
Allah’ın
emirlerine, Allah’ın sözlerini söyleyen kişiye karşı olanın kötü, uğursuz ve
sıkıntılı işler yaptığını her türlü fenalığa hazır olacaklarını öğrendik.
2.
Peygamberimizin
söylediği sözlerin görünür ve görünmez faydalar verdiğini, kişiyi mutlu ve
uğurlu hale getirdiğini öğrendik.
3.
Mevlana
Hazretlerinin apayrı bir kişiliğinin ve yapısının olduğunu, bu durumun Allah’ın
ol emri ile oluştuğunu kendi sözünden öğrendik.
4.
Mevlana
Hazretlerinin söylediği sözlerin kişiye özel olmadığını, madde, para-pul,
mal-mülk kazanmaya ait sözler söylemediğini öğrendik.
5.
Duyulmuş veya
duyulmamış Allah sözlerini söyleyenin şeker dudaklı kimse olduğunu, Allah
dostlarının susmadan kırkta birini olsun söylemeleri gerektiğini öğrendik.
*
İşte
böyle yaren;
Mevlana
Hazretlerinin sözlerinin fayda ve parlaklığına inanmayanların olduğu ortamda
susmak gerektiğini çünkü:
Bilmeyen-anlamayan
eğri kişilerin Mevlana Hazretlerinin sözlerini kendilerine yapılan kınama
olarak yorumlayıp alınacaklarını, üzüleceklerini, bu dünya hayatında hep böyle
olacağını öğrendik, anladık.
*
RAVLİ