10 Ekim 2016 Pazartesi

DİVAN-I KEBİR 3 CİLT 60 İNCİ BEYİT

60- Altınım bitti-tükendiyse ne gam?(Üzülmem)
Altın gibi bir şarabım (Beni benden alan, beni kendimden geçiren aşkım) var;
Arapça da hoş amma oğul, sen Farsça söylemeye bak.

Mihnetlere (Sıkıntılara) düştüğün geceyi an, hani hekim yanındaydı da gönlünün ayağından bunca dikenleri çekip çıkartmıştı (Rahatsızlık veren, ilerlemeyi önleyen, cevabını bulamadığımız, hakikatine ulaşamadığımız konuları açıklamıştı);
An (Hatırla) o geceyi.

Kuyuya düştüğün zaman kim yeni bir can bağışladı sana, söyle;
Gitme, onun yanına gel, inkâr etme,
An (Hatırla) onun lütuflarını (İyiliklerini)

Etme, eyleme;
O lütuflar az değildi, and olsun Tanrı’ya, lütfunda hiçbir şüphe yoktu, birazcık olsun, kendine gelmiyorsun;
Çok an (Hatırla).

Fırsat eldeyken, zaman geçmeden an;
Zaman geçti mi ister güle ait söz yonmaya (Söylemeye) kalkış, ister dikeni söyle, faydası yok.

O yücelerde bir güneştir, kadrini-kıymetini bil onun, dolunaya benzer yüzünü gördün mü o yüzden bahset,
Bu buluşmayı an.

Bakışının kadrini (Kıymetini, değerini) bil, gene gelir çatar onun günü;
Buna eminsen var,
Ağyardan (Bizden olmayan yabancılardan) bahset.

A hekim (Doktor), hastayı an diye ağlayıp inleyince gelip can bağışlayan hekim, adama iki somun verirse şükrün yeri mi yani (Doktorun görevi can bağışlamaktır, hastaya başka bir şey vermesi önemsizdir)?

Gönlün, hekimi küçük, değersiz gösterdi mi sana, bil ki ölmüştür o zaman gönlün, ondan sonra istediğin kadar şu ölüyü, şu leşi an diye bağıradur.

Ama bu hale gelsen bile ümit kesme, gözün yer altındaki tohum gibi  (Şeyh)Hüsâmeddin’in baharını, gül bahçesini an.
                          ***   
DİVAN-I KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan: Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
                         ***
Neler öğrendik;
1.    Çoğu zaman doğruyu yapmak adına kararsız kaldığımızı, yanlışa düşmekten korkup kararsız kaldığımızda çıkmaza düştüğümüzü, bunalıma girdiğimizi, sonrasında da ne yapacağını bilmeyen duruma düşeceğimizi öğrendik.
2.    Yıllarca düşünsek, araştırsak, kitaplar okusan gönlümüzün problemlerle kördüğüm olmasından kendi kendimize kurtulamayacağımızı öğrendik.
3.    Gönül doktoru dediğimiz Mevlana Hazretleri, Şems Hazretleri ve yaşayan Allah dostlarının bu insanı kuyuda hapsolmuş hissettiren, ne yapacağımıza, ne yöne gideceğime karar veremeyecek sersemliğe düşmüş, kördüğüm olmuş gönlümüzü bilip doğruyu söyleyerek, aydınlatarak bizi ferahlandıracak kişilerin olduğunu bilmemiz ve onlara yakın olmamız gerektiğini öğrendik.
4.    Ben kendi sorunlarımı kendim çözerim diyen kişinin ömrünün sonuna kadar gerçeği göremeden, hakikati yaşayamadan ömrünü tüketeceğini, iflas etmiş halde mezara gireceğini öğrendik.
                               *
İşte böyle yaren;
Birkaç sözle bizim elimizi kolumuzu bağlayan bağlardan kurtaran kişiyi devamlı anmamız, iyiliğinden bahsetmemiz gerektiğini öğrendik, anladık.
                               *

RAVLİ

Popüler Yayınlar