60-
Altınım bitti-tükendiyse ne gam?(Üzülmem)
Altın
gibi bir şarabım (Beni benden alan, beni kendimden
geçiren aşkım) var;
Arapça
da hoş amma oğul, sen Farsça söylemeye bak.
Mihnetlere
(Sıkıntılara) düştüğün geceyi an, hani hekim
yanındaydı da gönlünün ayağından bunca dikenleri çekip çıkartmıştı (Rahatsızlık veren, ilerlemeyi önleyen, cevabını
bulamadığımız, hakikatine ulaşamadığımız konuları açıklamıştı);
An
(Hatırla) o geceyi.
Kuyuya
düştüğün zaman kim yeni bir can bağışladı sana, söyle;
Gitme,
onun yanına gel, inkâr etme,
An
(Hatırla) onun lütuflarını (İyiliklerini)
Etme,
eyleme;
O
lütuflar az değildi, and olsun Tanrı’ya, lütfunda hiçbir şüphe yoktu, birazcık
olsun, kendine gelmiyorsun;
Çok
an (Hatırla).
Fırsat
eldeyken, zaman geçmeden an;
Zaman
geçti mi ister güle ait söz yonmaya (Söylemeye)
kalkış, ister dikeni söyle, faydası yok.
O
yücelerde bir güneştir, kadrini-kıymetini bil onun, dolunaya benzer yüzünü
gördün mü o yüzden bahset,
Bu
buluşmayı an.
Bakışının
kadrini (Kıymetini, değerini) bil, gene gelir
çatar onun günü;
Buna
eminsen var,
Ağyardan
(Bizden olmayan yabancılardan) bahset.
A
hekim (Doktor), hastayı an diye ağlayıp
inleyince gelip can bağışlayan hekim, adama iki somun verirse şükrün yeri mi
yani (Doktorun görevi can bağışlamaktır, hastaya başka
bir şey vermesi önemsizdir)?
Gönlün,
hekimi küçük, değersiz gösterdi mi sana, bil ki ölmüştür o zaman gönlün, ondan
sonra istediğin kadar şu ölüyü, şu leşi an diye bağıradur.
Ama
bu hale gelsen bile ümit kesme, gözün yer altındaki tohum gibi (Şeyh)Hüsâmeddin’in
baharını, gül bahçesini an.
***
DİVAN-I
KEBİR 3 CİLT MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN
Hazırlayan:
Abdulbaki GÖLPINARLI
KÜLTÜR
BAKANLIĞI YAYINLARI/1385
***
Neler öğrendik;
1.
Çoğu zaman
doğruyu yapmak adına kararsız kaldığımızı, yanlışa düşmekten korkup kararsız
kaldığımızda çıkmaza düştüğümüzü, bunalıma girdiğimizi, sonrasında da ne
yapacağını bilmeyen duruma düşeceğimizi öğrendik.
2.
Yıllarca
düşünsek, araştırsak, kitaplar okusan gönlümüzün problemlerle kördüğüm
olmasından kendi kendimize kurtulamayacağımızı öğrendik.
3.
Gönül doktoru
dediğimiz Mevlana Hazretleri, Şems Hazretleri ve yaşayan Allah dostlarının bu
insanı kuyuda hapsolmuş hissettiren, ne yapacağımıza, ne yöne gideceğime karar
veremeyecek sersemliğe düşmüş, kördüğüm olmuş gönlümüzü bilip doğruyu
söyleyerek, aydınlatarak bizi ferahlandıracak kişilerin olduğunu bilmemiz ve
onlara yakın olmamız gerektiğini öğrendik.
4.
Ben kendi
sorunlarımı kendim çözerim diyen kişinin ömrünün sonuna kadar gerçeği
göremeden, hakikati yaşayamadan ömrünü tüketeceğini, iflas etmiş halde mezara
gireceğini öğrendik.
*
İşte böyle yaren;
Birkaç sözle bizim elimizi kolumuzu bağlayan bağlardan
kurtaran kişiyi devamlı anmamız, iyiliğinden bahsetmemiz gerektiğini öğrendik,
anladık.
*
RAVLİ